DELİKTAŞLI RUHSATİ- ŞİİRLİ CUMA

Değerli dostlar, hepinize ŞİİRLİ CUMALAR diliyorum. Bu hafta için seçtiğim şair Deliktaşlı Ruhsati, 1856- 1911 yılları arasında yaşamıştır. 55 yıla sığdırdığı şiirleri ile Anadolu Aşık Edebiyatı türünün en güçlü ozanları arasına girmiştir.

Sivas’ın Kangal ilçesine bağlı Deliktaş köyünde doğmuştur. Asıl adı Mustafa’dır. 11 yaşına geldiğinde anne babasını kaybetmiş, bir köy ağasının yanında çalışarak büyümüştür. Doğal olarak çok sınırlı bir eğitim görmüş, köy odasında dinlediği aşıklardan etkilenerek şiir söylemeye, saz çalmaya başlamıştır. İlk hocaları Aşık Feryadi ve Kusuri’dir. Dört kez evlenmiş, 23 çocuk sahibi olmuştur.

“Eğer nikâhtan sorarsan dördü bitirdim tamam
Eğer evlattan sorarsan yirmi üçtür heman”

Şiirlerinde Karacaoğlan ve Erzurumlu Emrah’ın etkisi belirgindir, öte yandan şiirinin gözü kara ve delişmendir. Hem şiir tarzında hem de siyasi/dini tutumunda sert zikzaklar çizer, Nakşibendi olduğunu söyler, Rufai tekkesini metheder ama bir şiirinde de “Bal gibi Bektaşiyiz” deyiverir. Katı ve sofu şiirler yazdığı gibi “Yarım lira borcum vardır, ver Allah” diyebilecek denli “Bektaşi’dir”.

Şiirlerinde sade ve akıcı bir Türkçe kullanır, dil kullanımında olduğu gibi şiirlerinde aşkı ele alışı da buram buram devrim kokar.

“Gel gidelim uzaklara sevdiğim
Bizi söylesinler ellere karşı
Eğil bir yol bal dudaktan öpeyim
Ağzından dökülen ballara karşı”
……………………………..
Malım mülküm hep yoluna koymuşum
Kaç yıl oldu seni böyle sevmişim
Her ağızdan senin methin duymuşum
Gel de sevişelim ellere karşı”

Bir şiirinde tanrıdan “helalinden” dört öküz ve altın istedikten sonra onunla pazarlığa girişir.

Ne mümkün yarabbim yolundan sapam
Ruhsat’ın terkedip dünyaya tapam
Senin rızan için bir oda yapam
İki minder seremezsem geri al”

Ruhsati’nin Beddua türünde de oldukça başarılı şiirleri vardır. “Bir kaz bulup yoldun engin, şeytanlıkta yoktur dengin” diye tanıttığı tüccar Seyit efendiye yazdığı şiirinden bir dörtlük okuyoruz.

“Ölçtün özeni özeni
Sen ettin bana düzeni
Yerin katran kazanı
Pişesin Seyit efendi”

Deliktaşlı Ruhsati’nin yoksulluk, eşitsizlik, adaletsizlik, zulüm gibi toplumsal sorunları işlediği şiirlerinden birini bu hafta için seçtim, beğeneceğinizi umuyorum.

“Bir vakte erdi ki bizim günümüz
Yiğit belli değil mert belli değil

Herkes yarasına derman arıyor
Deva belli değil dert belli değil

Fark eyledik âhir vaktin yettiğin
Merhamet çekilip göğe gittiğin
Gücü yeten soyar gücü yettiğin

Papak belli değil börk belli değil
Adalet kalmadı hep zulüm doldu
Geçti şu baharın gülleri soldu
Dünyanın gidişi acayip oldu                                                                                                     Koyun belli değil kurt belli değil

Başım ayık değil kederden yastan
Ah ettikçe duman çıkıyor festen
Harabe yüz tuttu bezm-i gülistan
Yayla belli değil yurt belli değil

Çarh bozulmuş dünya islâh olmuyor
Ehli fukaranın yüzü gülmüyor
Ruhsati de dediğini bilmiyor
Yazı belli değil hat belli değil.”

Kaynaklar
1- İhsan Başgöz, İzahlı Türk Halk Şiiri Antolojisi, Pan Yayıncılık, 2014.
2- Doğan Kaya, Sivas’ın Gurur Kaynağı: Aşık Ruhsati, Hayat Ağacı, Sivas, Yaz 2007, S. 8, s. 90-93

Nereden çıktı bu ŞİİRLİ CUMALAR diyenler, okuyunuz lütfen:
https://doganalpblog.wordpress.com/2014/…/05/siirli-cumalar/

ŞİİRLİ CUMALAR, Ortadoğu bataklığına itilmeye, muhafazakâr bir toplum olmaya ve nefret diline karşı bir DURUŞdur.
ŞİİRLİ CUMALAR adının kaynak gösterilmeden kullanılmaması rica olunur

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s