Şiirli Cumalar muhafazakâr bir toplum olmaya, yobazlığa, nefret diline, hurafelere, faşizme, bilim düşmanlığına, Ortadoğu bataklığına gömülmeye karşı bir duruş ve direniştir.
Bu hafta için seçtiğim şair genç kuşak okurlar tarafından az tanınan, buna karşılık özgün dil yapısıyla edebiyatımızın çok önemli isimlerinden biri olan İbrahim Zeki Burdurlu, 1922- 1984 yılları arasında yaşamıştır.
İbrahim Zeki Burdurlu, 1922 yılında Burdur‟un Üç Dübek mahallesinde, Mevlâna sokağında, döşeme taşlı, dar hayatlı (avlulu), iki göz odalı bir evde dünyaya gelir. Asıl soyadı Öcal’dır. Edebî hayatında Burdurlu’yu kullanmıştır. Üç erkek çocuğun en küçüğüdür. Baba tarafı “leblebicigiller” olarak bilinir. Babası öğretmendir.
Evet, çocukluğum orda
O kuyulu avluda
Gün gün, ay ay, yıl yıl geçmiş,
Zamanı bilmeden avunmuşum,
Yıllarım türkülerle geçmiş
İlkokulu ve ortaokulu Burdur’da okuduktan sonra İstanbul Erkek Öğretmen Okulu’nu bitirir.
Daha sonra ortaokul,
Ondan sonra başlar gurbet,
İstanbul Erkek Öğretmen Okulu
Çocuk eğitimi ilk aşkım,
Evet, çocuklarla başlar hayatım.
Yüksek öğrenimini Gazi Eğitim Enstitüsü’nde tamamlar. Burdur, Sivas ve Kıbrıs’ ta ortaokul ve lise öğretmenliği, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü’nde edebiyat öğretmenliği ve idarecilik yapar.
Bir gün öğretmen oldum,
Ne kadar gururla dolmuştu kalbim,
Ceyhan’ın bir köyünde Mustafabeyli’de
O yemyeşil Çukurova’da
Köy çocuklarıyla kaynaştım.
33 yıllık öğretmenlik hayatından sonra 1977 yılında MC hükümetlerinin eğitim kurumları üstündeki baskısına dayanamayıp genç yaşta emekli olur. 1984 yılında 62 yaşında vefat eder ve Karşıyaka Örnekköy Mezarlığı’na defnedilir. İbrahim Zeki Burdurlu, gençlik yıllarımda şahsen tanımaktan büyük onur duyduğum örnek bir eğitimci, halkbilim araştırmacısı ve şairdir.
Burdurlu’nun şiirlerinde hüzün ve ahenk vardır. Anadolu’yu anlattığı aşağıdaki şiirdeki müziği duymaya çalışın:
GEZDİĞİM ŞEHİRLER
Sivas’ta kağnılar gıcır gıcır der,
Çay akar Sivas’ın içinden bacım.
Lahanalar durulur baş olur güzüm,
Gesi bağlarına şaklar kırbacım,
Talas’ta hası var kara üzümün.
Kara taştır Kayseri’nin evleri,
Erciyes kararır, ak ak bakışır.
Afyon’da bir dağ var, kızların dağı,
Seyhan, Ceyhan Adana’da akışır.
Gavur dağı bizim yazların dağı.
Çadırlar kurulur Çukurova’da.
Tıpkı İzmir’deki bağ evleridir.
Karacaoğlan düzen eder sazını.
Kara toprak ancak bire kırk verir,
Getir Isparta’nın al kirazını.
Bursa’da Çelik var banyosu hoştur.
Geçtim Urla’dan, Çeşme’den bu yaz,
Değişmem Bursa’ya yedi tepeyi,
Olmaz İstanbul’suz memleket olmaz,
Aç, Boğaz’a doğru her pencereyi.
Ne derseniz deyin Burdur başkadır.
Gölü var, gülü var, al halısı var.
Benim kara gözlüm, uzun saçlım var.
Anlat beni yaz, kış ve uçuk ballar.
Vatan burdan başlar, uzar Burdur’a kadar.
Burdurlu, on üç şiir, on yedi masal, bir efsane, bir roman, bir öykü, bir destan, beş inceleme- araştırma ve üç antoloji kitabı olmak üzere toplam kırk iki kitap yazmıştır. Burdurlu, söz konusu türlerdeki eserlerinde sade bir anlatımı seçmiştir. Cümleleri kısa, yalın ve sağlamdır. Şair, şiirlerinde modern şiirle Türk halk şiirini kaynaştırmaya çalışmıştır. Bu şiirlerde kişisel duygularının yanı sıra sosyal temaları da işler. İlk yayımladığı şiir kitaplarında daha çok anılarına yer vermiştir. Atatürk, vatan, toprak sevgisi, doğal güzellikler, ülke sorunları diğer önemli temalardır. Ayrıca şiirlerinde doğup büyüdüğü yerlerin yöresel renkleriyle yaşantılarını, Türk halk şiirinin geleneksel yapısından yararlanarak kendine özgü bir deyişle anlatır. Burdurlu, çocuklar için çok sayıda masal kitabı yazmıştır. Sözlü edebiyata ait yerel masalları büyük bir başarı ile derlemiş ve yorumlamıştır.
KARAYA VURAN ÇARIK
Bir çarık, yorgun, umutsuz
Dertli, duygulu bir çarık
Bir şehri kıyı sanmış ta
Vurmuş yollara kendini.
Yırtık mı yırtık bir çarık
Kovulmuş dokuzuncu köyden
Bulmuş gibi onuncusunu
Atmış kollara kendini.
Giyilmiş, sevilmemiş
Dövülmüş, övülmemiş
Sebil etmiş ayak ayak
Hep hep ellere kendini.
Şehri kucaklasa vermezler
El açsa canlara görmezler
Kahrından dert açmış da
Sunmuş kullara kendini.
Şu sokak, bu cadde, o han…
Yeni çıkmış bir balık sudan
Neylesin, netsin…Şaşkın
Vermiş sellere kendini.
Az gitmiş, uz gitmiş çarık
Yıllar yılı adı hep “çarık”
Korkuluğa çıkmış da adı
Asmış dallara kendini.”
ŞİİR KİTAPLARI
Toprak İnsanları (1945),
Toprağın içindeki Toprak (1946),
Burdur’daki Mahallemiz (1947),
Keloğlan (1949),
Basık Tavan (1950),
Bir Köyden Bir İnsan (1951),
Lefkoşe (1953),
Minnacık Ada (1954),
Günaydın Yavru Kıbrıs (1959)
Atatürk’üm (1959),
Sev Beni ‘(1966),
Açmıyor mu Kıbrıs’ımın Gülleri? (1968),
İzmir’in Mor Atları (1976).
MASAL VE DESTAN KİTAPLARI
Ömürsün Nasrettin Hoca’m (1965),
Pamuk Bacı (1965),
Köroğlu Destanı (1965),
Günaydın Anneciğim (1966),
Keloğlan Masalları (1966),
Ülkemin Efsaneleri (1966),
Leylek Dadı (1967),
Altın Perçem, Sırma Saç (1967),
Üç Destan (Köroğlu, Karacaoğlan, Oğuz, 1969),
Kendi Bir Karış, Sakalı Üç Karış (1972).
İNCELEME KİTAPLARI
Romanlarıyla Reşat Nuri (1971 )
Dilbilgisi Açısından Yapıtlarımız (1974)
Reşat Nuri Güntekin (1977).
DERS KİTAPLARI:
Uygulamalı Türkçe Kompozisyon C. I
Uygulamalı Türkçe Kompozisyon C. II
Uygulamalı Cümle Çözümlemeleri
Ortaöğretimde Türkçe Öğretimi
KAYNAKLAR:
1-İbrahim Zeki Burdurlu’nun Eserlerinde Sevgi Değeri, Derya ÇİNTAŞ YILDIZ
2-Hüseyin YAYLA, İbrahim Zeki Burdurlu’nun Hayatı, Sanatı, Eserleri, Yüksek lisans tezi, 2010.
Doğan Alpaslan Demir sitesinden daha fazla şey keşfedin
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.
şimdi okuma şansım oldu, çok teşekkür ederim 🙂
BeğenLiked by 1 kişi
Sayın Doğan bey babam İbrahim Zeki Burdurlu yu anlatan yazınızı şimdi gördüm.Emeginıze sağlık.Çok beğendim.Ben ortanca kızı Ecz.Nalan Nuriye İpekoğlu.İzmir de oturuyorum.Babacgımı çok erken kaybettik.Daha yazacağı cok yazıllar hikayeler vardı.Biz üç kardeşiz.Hepimiz fenciyiz.Ablam matematik öğretmeni ben eczaci rahmetli erkek kardeşim makina mühendisi.Tudem yayin grubo 20 yıldır babamın bazı kitaplarını basıyor.Ortak bir arkadaşimız var .Fatoş Dayıoğlu.tekrar ellerinize sağlik .Çok teşekkür ederim.İyi günler
BeğenBeğen