Siyasal Hipnoz: Şehir Efsaneleri Nasıl Yayılıyor ve Neden İnandırıcı?

Sosyal medyada ilk kez görmüyorum ama kendini muhalif olarak tanımlayan bir tarih öğretmeni tarafından paylaşıldığını görünce dayanamayıp çöktüm klavye başına. Eminim “Daha bunun gibi daha neler neler kaynıyor sosyal medyada” diyorsunuz; haklısınız ama  güncel siyasetin temel kodlarına dokunan bu paylaşım bir “tarihçiden” gelince yerimden hoplattı beni, sonuçta  yazmadan edemedim.  Konu iki cümlelik bir paylaşım, aşağıda yazıyorum:  “O beğenmediğiniz Ecevit, kendisiyle görüşmek isteyen Barzani’ye; “Sen kimsin, onbaşımla bile … Okumaya devam et Siyasal Hipnoz: Şehir Efsaneleri Nasıl Yayılıyor ve Neden İnandırıcı?

Bir Nazi generalinin günümüze yansıtılan gölgesi 

Avrupa’da aşırı sağın tarihi… Bu yazının konu edindiği, Nazi Almanya’sı SS[i] yöneticisi General Reinhard Heydrich önemlidir, Avrupa Faşizminin tarihinde zamanı geriye sararken izlediğimiz yolakların çoğu ona atfedilen görüşlerle bezelidir. Avrupa’nın yeni faşizmini anlamak ve farklı alanlarda direnç noktaları, yeni söylemler oluşturabilmek için Heydrich’in yaşam öyküsünü tanımak, ölümünden sonra onun adı etrafında örülen ağları değerlendirmek yararlı olacaktır.  Nazi üst düzey generallerinden biri olan Heydrich, günümüz Neo Nazi … Okumaya devam et Bir Nazi generalinin günümüze yansıtılan gölgesi 

Avrupa’da aşırı sağın tarihi: II. Dünya Savaşı bitiminde Nazi seçkinlerinin intiharları 

5. Bölüm Nazi faşist ideolojisinin yenilgiye tahammülü olamazdı, yaşamın amacı kazanmak, devletine mutlak sadakat ve gerektiğinde kendini feda etmek üzerine kurulmuştu. Bedeli ne olursa olsun, ağır can kayıplarını engellemek için ya da kazanma şansının olmadığı koşullarda bile “teslim olmak” kabul edilemezdi. Bunun en tipik örneği Alman Ordusu’nun SSCB’ne saldırmasından 1,5 yıl kadar sonra Stalingrad önünde yaşanmıştır. Alman 6. Ordusu 1942 Eylül ayında Stalingrad’ı ele geçirmek … Okumaya devam et Avrupa’da aşırı sağın tarihi: II. Dünya Savaşı bitiminde Nazi seçkinlerinin intiharları 

Avrupa’da aşırı sağın tarihi: Almanya’da 1945 yılında salgın halindeki intiharlar

1945 Ocak ayında SSCB Kızılordu’su Polonya’ya ulaşıp Almanya sınırına dayanmıştır. Aynı günlerde müttefik ordularının öncü tümenleri de General George Patton komutasında geri çekilen Alman birliklerinin peşinde Saar nehrini geçmeye hazırlanıyordu. Bu tarihten itibaren Alman toplumunda intihar vakaları başlamış, Nisan ayı geldiğinde büyük artış göstermiştir. İntiharlar yargılanmaktan korkan Nazi yöneticileri ve askeri personelden ibaret değildir. 30 Nisan’da Adolf Hitler’in intiharını müteakiben zirveye çıkan intihar dalgası toplumun … Okumaya devam et Avrupa’da aşırı sağın tarihi: Almanya’da 1945 yılında salgın halindeki intiharlar

Avrupa’da aşırı sağın tarihi: Normandiya çıkartması, Berlin Duvarı, Yalta ve Potsdam konferansları

Stalin’in savaşın süresini kısaltmak ve can kayıplarını azaltmak amacıyla Avrupa’da ikinci cephe açılması önerisi sonunda kabul edildi; tam üç yıl sonra, 10 milyon Sovyet vatandaşı öldükten, SSCB Kızılordusu Alman saldırısını püskürtüp karşı saldırıya geçtikten sonra ABD, İngiltere ve diğer müttefikler ikinci cephe açmak üzere Normandiya çıkartmasını gerçekleştirdiler. Normandiya çıkartmasının 2. Dünya Savaşı’nın sonunu getirdiğine dair yaygın bir kanı vardır. Bu iddia ABD, İngiltere ve diğer … Okumaya devam et Avrupa’da aşırı sağın tarihi: Normandiya çıkartması, Berlin Duvarı, Yalta ve Potsdam konferansları

Avrupa’da aşırı sağın tarihi: Mihver Devletlerinin yapılanması ve SSCB Londra Büyükelçisi Mayski’nin günlükleri

Okuyacağınız yazı bir hipotez sunuyor: Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı sonrası gelişecek olan neo faşizmin ideolojik alt yapısına ait “taslak proje”, Almanya’nın 1941 yılında SSCB’e saldırısından sonra İngiltere ve ABD’nin tutumuyla şekillenmeye başlamıştır. Bu projenin Potsdam Konferansında[i]perçinlendiğini, Nürnberg mahkemelerinde, denazifazikasyon[ii] uygulamalarında ve sonrasında diğer hukuki süreçlerde temelinin atıldığını görüyoruz. Bu temelin üstüne, 1945 sonrası kurulan Federal Almanya hükümeti Nazizm’in yeni bir aşırı sağ siyasal yapıya dönüşmesine, canlı … Okumaya devam et Avrupa’da aşırı sağın tarihi: Mihver Devletlerinin yapılanması ve SSCB Londra Büyükelçisi Mayski’nin günlükleri

Avrupa’da Aşırı Sağ: Adolf Hitler’den Marine Le Pen’e

Birinci Dünya Savaşı sonrası İtilaf Devletleri ile Almanya arasında imzalanan Versay Antlaşması, Avrupa’da faşist ideolojinin gelişmesinin ve İkinci Dünya Savaşı’nın en önemli nedenlerinden biridir.  Bu antlaşmayla savaşın mağlubu Almanya’ya çok ağır koşullar dikte ettirilmiştir.  Bismark’ın kurduğu Almanya yıkılmış, yeni bir Avrupa haritası çizilmiştir. Avusturya, Çekoslovakya, Polonya bağımsızlığa kavuşmuş, Litvanya devleti kurulmuş; içinde çok sayıda Alman vatandaşının yaşadığı bazı topraklar Fransa, Belçika, Danimarka sınırları içinde kalmıştır. Almanya ödeyebileceğinin … Okumaya devam et Avrupa’da Aşırı Sağ: Adolf Hitler’den Marine Le Pen’e

31,000 Yıl Önce Ampütasyon

Ampütasyonun ne olduğunu bilmiyor olabilirsiniz, Fransızcadan dilimize geçmiş tıbbi bir terim; kol, bacak, kulak gibi organların tedavi amacıyla kısmen veya tamamen kesilip çıkartılması anlamına geliyor. Kolayca tahmin edebileceğiniz gibi ampütasyon ameliyesi, gelişmiş cerrahi prosedürlere, kapsamlı insan anatomisi bilgisine ve hatırı sayılır teknik beceriye sahip olmayı gerektiren karmaşık bir tıbbi eylemdir. Tıbbın tarihsel gelişimi ile ilgili hâkim görüş, yaklaşık 10.000 yıl önce yerleşik tarım toplumlarının ortaya … Okumaya devam et 31,000 Yıl Önce Ampütasyon

Bir Fotoğraf Hikayesi: Barış Günü mü?

Bugünün fotoğrafı bize barış, huzur, rehavet duyguları veren bir balıkçı teknesi. Gözlerimizin dalmasına, içimizin geçmesine izin verdiğimiz bir ruh haline çağırıyor bizi.  İşte böyle bir huzur uykusundaki Polonya, 1 Eylül 1939 sabahı Alman tanklarının ülkeyi ezip geçmesiyle uyandı. II. Dünya Savaşı başlamıştı.  Almanya’nın Polonya işgali ile dünya savaşının başlaması ilköğretim 5-6. sınıf bilgisi; “kötülerin en kötüsü” Adolf Hitler, 6 yıl boyunca dünyayı ateş ve kana … Okumaya devam et Bir Fotoğraf Hikayesi: Barış Günü mü?