Hacı Yusuf – ŞİİRLİ CUMA

Değerli dostlar hepinize ŞİİRLİ CUMALAR diliyorum. Bu hafta için seçtiğim şair Hacı Yusuf, doğum ve ölüm tarihleri bilinmediği gibi yaşamı hakkında bilgi yoktur. Hacı Yusuf hakkındaki bütün bilgimiz, günümüze kalan tek şiirinin Birinci Dünya Savaşı sırasında yazılmış/söylenmiş olduğu ve şiirin tapşırma[i] bölümünde şairin kendini tanıtmış olmasıdır.

Hacı Yusuf’un elimizdeki tek şiiri savaşı anlatır; savaşı savaşın içinden, tüm acıları ve çıplaklığı ile görerek yazmış/söylemiştir. Hacı Yusuf, çağdaşı ünlü şair Yahya Kemal Beyatlı gibi görmemiştir savaşı. Selanik, İstanbul ve Paris’ten savaşı izleyen Beyatlı’nın “Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik, Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik” diyerek yaptığı “savaş seviciliğinin” yanında, “Bizi bu hallerde gören ağlasın” diyerek savaşa ve savaşın zalimliğine direncini sözcüklere döken Hacı Yusuf’un gözümdeki değeri aynı olmamıştır, olmayacaktır[ii].

Tarih boyunca savaşa karşı yaşamı savunan şairlerin değil de savaşı ve şiddeti kutsayan yazarların günümüze kalmış olmaları, şöhrete ve çok daha iyi yaşam koşullarına sahip olmaları bir tesadüf değildir. “Savaş sevicileri” iktidarlara ve muktedirlere yakın olmuşlar, bu nedenle de yazdıklarının yazılı kültüre aktarılması ve bu aktarımı daha geniş kitlelere ulaştıracak aygıtlara ulaşmaları mümkün olmuştur.  1645-1669 yılları arasında süren Girit Savaşı’na ait kayıtlara (defterlere) bir şekilde girmeyi başaran “Kocasını bekleyen kadının türküsü” adlı şiirin şairi belirsizdir. Günümüzde ise hemen tümüyle unutulmuştur. Girit Savaşı’na giden kocası Sefer’i Yeniçeri ağasına soran kadının çığlığı, savaşların gerçek yüzünü olağanüstü bir lirizm ile dile getirir:

“Sarı yapracığım sarı

Girit’e gönderdim yâri

Yıkılası Girit şarı[iii]

Sefer döndü mü, döner mi 

 

Girit’in taşı, kayası

Atlıdan çoktur yayası

Yeniçeriler ağası

Sefer döndü mü, döner mi 

 

Girit’ten dönen ulaklar[iv]

Yeniçeriler, solaklar

Kabul oldu mu dilekler

Sefer döndü mü, döner mi 

 

Destimal[v] işledim ensiz

Kararım kalmadı sensiz

Girit’e giden uğraşır

Sefer döndü mü, döner mi 

 

Sular akar taşa taşa

Yiğitler girer savaşa

Haber eyle Hasan Paşa

Sefer döndü mü, döner mi.” 

 

Kim olduğunu bilmediğimiz Hacı Yusuf’un “Gören ağlasın” şiirini bu haftanın şiiri olarak seçtim. Beğeneceğinizi umuyorum.

“Karadeniz Boğazı’nı terk ettik

Eşyalar için de araba tuttuk

Hisarın Çayır’da bir gece yattık

Bizi bu hallerde gören ağlasın 

 

Uzun köprüden de düştük yollara

Gören dayanamaz bizim hallere

Gayrı postu attık gurbet illere

Bizi bu hallerde gören ağlasın 

 

Çanta dalım[vi] kertti[vii], acıdı kolum

Kimseler sormuyor bu garip halim

Böyle yaşamadan eyidir ölüm

Bizi bu hallerde gören ağlasın 

 

Su bulamadım matramı dolmaya

Umudum yok memlekete gitmeye

Bu genç yaşda razı oldum ölmeye

Bizi bu hallerde gören ağlasın 

 

Gece saat üçte geçtik Keşan’ı

Arıyon mu yıkılıp da düşeni

Doktor döğer ayakları şişeni[viii]

Bizi bu hallerde gören ağlasın 

 

İstanbul’dan bindirdiler tirene

Harbe gidiyom, dedim halim sorana

Gözleme yolumu, ben garip, ana

Bizi bu hallerde gören ağlasın 

 

Gelibolu’yu da acele geçtik

Yalova’nın kenarına zor düştük

Neşet Paşa Çeşmesi’nden su içtik

Bizi bu hallerde gören ağlasın 

 

Semanın yüzüne levha yazıldı

Deryanın[ix] yüzüne zırhlı[x] dizildi[xi]

Mermi şiddetinden dağlar kazıldı

Bizi bu hallerde gören ağlasın 

 

Kurudağ’da fasulyayı yediler

Sakın cıgarayı içmen, dediler

Koşa koşa Eksemik’e geldiler

Bizi bu hallerde gören ağlasın

 

Hacı Yusuf der ki düştük yollara

Çorlu’ya varınca verdiler mola

Kadir Mevlam bize yardımcı ola

Bizi bu hallerde gören ağladı”

KAYNAK

Cahit Öztelli, Uyan padişahım, Milliyet Yayınları, 1976,

 

Not: Bu yazıda kullanılan kapak görseli, kaynak olarak gösterdiğim Cahit Öztelli’nin kitap kapağından alınmıştır.

Nereden çıktı bu ŞİİRLİ CUMALAR diyenler, okuyunuz lütfen:

ŞİİRLİ CUMALAR

 

 

ŞİİRLİ CUMALAR, Ortadoğu bataklığına itilmeye, nefret diline ve muhafazakâr bir toplum olmaya karşı bir DURUŞdur.

ŞİİRLİ CUMALAR adının kaynak gösterilmeden kullanılmaması rica olunur.

DİPNOTLAR

[i]Tapşırma: Şairin son dörtlükte adını veya mahlasını yazmasıdır.

[ii]Buradan yola çıkarak söylemeliyim ki Yahya Kemal ile Hacı Yusuf’un aynı unvanı, şair unvanını taşıyor olması bana bir haksızlık ve hadsizlik olarak görünmüştür.

[iii]Şar: Şehir, kent.

[iv]Ulak: Haberci, postacı.

[v]Destimal: Mendil.

[vi]Dal: Sırt, omuz.

[vii]Kertmek: Şiddetli sürtünmek, yara yapmak.

[viii]“Doktor döğer ayakları şişeni” dizesinden çok sarsıldığımı söylemek zorundayım. 16 ay süren askerlik hizmetini muharip bir tugayda kıta tabibi olarak yapan bir hekim olarak, hasta olarak kendisine gelen erleri, temaruz (simülasyon) yaptığı düşüncesiyle döven meslektaşlarımla çok sık karşılaştığımı söylemek zorundayım.

[ix]Derya: Deniz.

[x]Zırhlı: Savaş gemisi.

[xi]Çanakkale Savaşı’nı kastediyor olmalı. (DAD)

Hacı Yusuf – ŞİİRLİ CUMA” üzerine 5 yorum

  1. Çok güçlü bir kaleminiz var. Edebiyatta ve genel kültürde birikiminizde çok fazla. Ama Yahya kemal’i bu kadar aşağı görmenizden rahatsız oldum. Bence ikisinin yeri ayrı.

    Beğen

  2. Yazdığınız yazı günümüz şiirini de anlatıyor. Savaş sevicileri hala muktedirin sofrasından kalkmıyor. Yahya Kemal tanımlamanıza da aynen katılıyorum.

    Beğen

  3. Savas muhaliflerinin duyulmamasi gayet normal. Ne diyor Bertolt Brecht: Bu günde öyle degil mi? Günde 5 sehit oluyor. Alt yazi olarak veriliyor. Nutuk atanlar bir hafta, günde bes vakit tekrarlaniyor. Bizler Nasrettin Hocaya güleriz. Ama önümüze konan suni gündem le günü gecirip bodrumdaki yüzügü unuturuz. Sizin gibi bir kac kisi arasira bize hatirlatir Asil degerli seylerin bodrumda, karanlikta oldugunu.

    Liked by 1 kişi

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s