Olmaz, Böyle Olmaz…

Facebook ve Instagram görsellerinde geziniyorum bazen; şaşırdım diyemiyorum ama gördüğüm kimi fotoğraflara burularak baktım, başka bir zamanda olsa “muhteşem” tıklayacağım, dostlarımın sevincine ortak olmak isteyeceğim görüntülerden düpedüz karardım. Evet, o fotoğraflar; bir arkadaşınızın evinde toplandığınız, tıklım tıkış kafelerde ne zamandır görmediğiniz dostlarınızla hasret giderdiğiniz, güzel bir lokantada büyük aile ile yemek yediğiniz, çocukların doğum gününü kutladığınız anların “ölümsüzleştiği” fotoğraflar. Elbette anlıyorum; son iki yılı korku filmi gibi geçirdik, pandemi bir yana ağır ekonomik, sosyal sorunların içinde umutsuzca çırpındık/çırpınıyoruz. Anti depresan kullananlarımızın sayısı dörde katlandı, uğursuz hastalık yüzünden kaybettiğimiz yakınlarımıza ağlamaktan lakrimal bezlerimiz helak oldu… Biraz nefes almaya, arkadaşlarımızla iki lafın belini kırmaya hepimizin ihtiyacı var ama olmaz; böyle olmaz değerli arkadaşlarım. Sebepleri anlıyorum, hak veriyorum, kızamıyorum ama olmaz. Yaz aylarında üzerinde durmuyordum, şimdi kış aylarının tam orta yerindeyiz ve sosyalleşme alanlarımız hep kapalı yerler. “Hepimiz aşılıyız”, “ama hepimiz sapasağlamız” diyorsunuz, olmazzz…

Omicron varyantı giderek daha sık olarak aşılardan kaçıyor, aşılar ölüm ve ağır hastalık oranlarını belirgin olarak düşürüyor ama virüsler dolaşımda kalmaya devam ediyor. Dünyanın önemli bir bölümünde insanlar tek doz aşıya bile ulaşamamış durumda; aşı karşıtları ve mRNA aşısı olmayı reddederek inaktif aşı olmakla yetinenler virüslerin yeni baskın varyantlar oluşturmasına sebep oluyor. Dünya Sağlık Örgütü üç ayda bir aşı hatırlatma dozu yaparak pandemiyi kontrol etme fikrinin sürdürebilir olmadığını, korona virüslere karşı yeni bir aşıya ihtiyaç olduğunu açıklamak zorunda kaldı. Bütün bu şartlarda aşılanmamış olanlar, aşısız olan çocuklar, kronik hastalığı olanlar, yaşlılar ağır bir tehdit altında yaşamaya devam ediyorlar.

Omicron varyantı katlanan sayılarla yayılmaya devam ediyor, sağlık kurumlarının artan yükü nedeniyle farklı kronik hastalıklardan düzenli sağlık kontrolü yapılması gereken hastalar sağlık kurumlarına ulaşamaz hale geldi. Hekimlerin özel sektöre ve yurt dışına kaçmaya çalışmaları yakında yeni bir kavimler göçüne dönüşmek üzere. Yalapşap takılan kumaş maskeler ve hatta cerrahi maskeler Omicron varyantı karşısında aciz kalmaya başladılar.

Özcesi, olmaz sevgili arkadaşlarım; bu şekilde sosyalleşmeyi sürdüremeyiz. Pandeminin ilk günlerinden beri korona virüsler üzerine yapılan yurt dışı akademik çalışmaları, küresel sağlık kurumlarının çalışmalarını okuyor ve makaleler yazıyorum. Kısa süre önce Omicron varyantı üzerine bir makale yazdım. Son günlerde sosyal medyada gördüğüm “sosyalleşme” fotoğraflarından sonra “Omicron korunma kılavuzu” niyetine yazdığım makaleyi yeniden paylaşmaya karar verdim. Sağlıkla ve güzel okumanız dileğiyle.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s