10 yılı azıcık geçmiş, 5 Haziran 2014 tarihinde Şiirli Cumalar başlıklı bir yazı yayımladım. Hala yayımladığım yerde duruyor:
Yıllar boyunca içinde yaşadığı toplumun yobazlığına, hurafelerine, bilim düşmanlığına direnen şairleri “Şiirli Cumalar” başlıklı yazılarımda tanıttım. Kimler geçti kimler bu tezgahtan… Devrin sadrazamı için yazdığı şu dörtlüğü okuyun, Aşık Seyrani yazmış:
“Bitmez oldu harmanların eyisi
Hurma tadı verir erik kayısı
Sadırazam etsen eğer seyisi
ölmüş eşek arar nalın sökecek”
1982 Hacı Bektaş Veli anma törenlerindeki şiir yarışmasında birinci olan Aşık Kul Hasan’ı tanıttım; hayatını kazanmak için Ankara Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğünde gece bekçiliği yapmış, 2010 yılında ölmüş, şu yazdığı dörtlüğü okur musunuz:
“Aziz dünya halkları hey günaydın
Ağlayanı güldürelim gülelim
Dünya diktatörü yamyamdan azgın
Fitneleri öldürelim gülelim”
Aşık Ruhsati’yi bildiniz mi? Onu da yazdım! Ruhsati bir şiirinde tanrıdan “helalinden” dört öküz ve altın istedikten sonra onunla pazarlığa girişir:
“Ne mümkün yarabbim yolundan sapam
Ruhsat’ın terkedip dünyaya tapam
Senin rızan için bir oda yapam
İki minder seremezsem geri al”
Adonis mahlasıyla yazan, Suriyeli ve asıl adı Ali Ahmet Sait Eşber olan Arap edebiyatının en büyüklerinden birini tanıttım: İslam için şunları söylemiş: “Ilımlı İslam diye bir şey yok. Ilımlı Müslümanlar var, evet. Ama ılımlı İslam yok.” Adonis’in Yapı Kredi yayınlarından yayımlanmış Kudüs Konçertosu adlı bir kitabı var, dilimize çevrilmiş, okumak isteyenleri bekleyip durur raflarda.
Şiirli Cumalar’da yaklaşık 200 şair tanıttım, bazılarını zamanla yayından çektim. Şiirli Cumalar özellikle 2016-2017 yıllarında kabına sığmaz oldu, değerli arkadaşım H.E.B’nin olağanüstü gayretleriyle, katılımcı sayısı 5000’e ulaşan bir Facebook grubu kurduk. Giderek tanınmış ve sevilmişti Şiirli Cumalar. Sonra biri şikayet etti, neymiş, halkın dini duygularıyla alay ediyormuşuz. Şikayet sonuçlananıncaya kadar Şiirli Cumalar grubunu “herkese açıktan” gizliye çevirdim ve grup üyelerine bilgi verdim. 24 saat geçmeden gruptaki katılımcılardan yaklaşık 4000 kişi ortadan kayboldu. Şikayetten bir şey çıkmadı ama cumartesi akşamları içki sofralarının en sıkı solcularını, daha solcusu yok devrimcilerinin “ihanetlerini” gördük! Nasıl diyordu büyük Rus şairi Andrey Andreyeviç Voznesenski:
“Çok şeyler gördüm geçirdim: yağmurlar, gökkuşakları
Ufuklar kararırdı geçerken adım
Ve dostlar bana ihanetten nasıl da zevk alırdı
Ben bile bıkmış usanmıştım kendimden
Ama tüm bunlara karşın sen hep sen kaldın.”
Özcesi şudur; uzun bir ara vermiş olsam da “ŞİİRLİ CUMALAR”ı yazmaya devam edeceğim. Yobazlığın karşısına dikilmiş, eşitsizlik ve hukuksuzluğa, sömürüye, nefret diline ve şiddete direnmiş, bilim düşmanlarına ağzının payının vermiş şairleri tanıtmayı sürdüreceğim. Aşık İbreti’yi okumadan, anlamadan olmuyor. Ne diyor İbreti:
“Dört kitabı torbaya koyup da astım
Cennet hurisinden ilgimi kestim
Muskacı hocaya sanmayın sustum
Ağzının payını verdim de geldim”
Tüm okuyanlara, okurlarıma Şiirli Cumalar diliyorum.
Doğan Alpaslan Demir sitesinden daha fazla şey keşfedin
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.
İbreti yi bilmiyordum ama paylastiginiz dortluk muhtesem. Tesekkurler hocam
BeğenBeğen
Tekrar hoş geldiniz💜
BeğenBeğen