ŞİİRLİ CUMALAR: Güzide Ana

Şiirli Cumalar muhafazakâr bir toplum olmaya, yobazlığa, nefret diline, hurafelere, faşizme, bilim düşmanlığına, Ortadoğu bataklığına gömülmeye karşı bir duruş ve direniştir.

Bu hafta için seçtiğim şair Güzide Ana, 18. yüzyılda yaşamış Alevi Bektaşi halk ozanıdır. Anadolu’nun yetiştirdiği az sayıda kadın ozandan biridir. Kadın olduğu için midir bilinmez, kulaktan kulağa aktarılan birkaç cümle dışında hakkında hemen hiç bilgi yoktur. 18. yüzyılın ikinci yarısında yaşadığı kesin olmakla beraber doğum ve ölüm tarihleri, nasıl bir hayat yaşadığı bilinmiyor. Hakkındaki muhtelif bilgiler rivayetlere dayalıdır.

Nedir, günümüze kalan şiirlerinde kullanılan dilden, ileri düzeyde edebiyat ve felsefe eğitimi gördüğü ve/veya kendini yetiştirdiği anlaşılmaktadır. Gerektiğinde ağdalı tasavvufi bir dille yazabilecek eğitimi olduğu anlaşılan Güzide Ana, çoğu şiirinde yalın bir halk dili yanında sözcük oyunları ve halk deyişlerini ustaca kullanmıştır.

Günümüzden 350 yıl önce yaşamış Güzide Ana, bir şairin taşıması gereken en temel vasıfları gözümüzün ta içine sokar. Cesurdur, içinde yaşadığı toplumun hurafelerine, adaletsizliğine, softaların cahilliğine, yobazlığın tehlikesine dikkat çekmiştir. “Softaların azdığı yıllar gelecek” dizesinin yazarı Güzide Ana, şaşırtıcı öngörülerde bulunur:

“Dünya sütlü meme herkes emiyor

Fitne fücurluğu elden komuyor 

Hiçbir kimse malım yeter demiyor 

Alıp götürmeye yeller gelecek”

-o-

Her düvel ayakta bu nasıl hikmet 

Dünya benim diye kılıyor gayret 

Ne Allah’tan korkar ne sayar ahret 

Şehirler batıran harpler geliyor”

Avrupa’nın 19. Yüzyıl sembolist şiirinden bir asırdan daha öncesinde Anadolu sembolizmini zirveye taşır: 

“Artık bilinmiyor gerçeğin işi 

Kin kibirle doldu dışıyla içi 

Yularlandı şeytana insanın başı 

Nasihat tutacak kafa kalmadı”

Güzide Ana’nın aşağıdaki şiiri tam da şimdi yazılmış gibidir. Şiirin sonuna bir de mini sözlük ekledim ki yazdıklarını anlayalım, eserlerini geleceğe taşıyalım. 

Bizim amelimiz bizim fikrimiz 

Böyle bir acayip zamana düştük

Gitti bir nevcivan soldu gülümüz

Böyle bir acayip zamana düştük

-o-

Nasıl oldu şu dünyanın kaderi 

Adet edindiler hainlikleri

At yerine bağladılar merkebi 

Böyle bir acayip zamana düştük

-o-

Kaderimiz kara yok behnanımız

 Ah edip ağlıyor kaşı karamız

 Gittikçe artıyor derdi belamız 

Böyle bir acayip zamana düştük

-o-

Çakal tilki şimdi kurt uluyorlar 

Necaset kargasıyla av avlıyorlar 

Arslanı tilkiye boğduruyorlar 

Böyle bir acayip zamana düştük

-o-

Birbirin incitir tutarlar kini 

Sahih değil onların imanı dini 

Mücevhere denk ettiler dikeni 

Böyle bir acayip zamana düştük

-o-

Kutnu kumaş ipek bütün hiç oldu 

Altın gümüş para etmez tunç oldu 

Devir döndü birçokları piç oldu 

Böyle bir acayip zamana düştük

-o-

Güzide der sırlar şimdi faş oldu 

Geçti gönül baharımız kış oldu 

Şimdiki gönüller kara taş oldu 

Böyle bir acayip zamana düştük

Sahih: Açık, geçerli 

Necaset: Pislik. 

Nevcivan: Yiğit  

Behnan: İyi huylu güleç 

Faş Gizliyi söylemek 

Kaynak: 

İsmail Özmen, Alevi- Bektaşi Şiirleri Antolojisi, Cilt 3, Kültür Bakanlığı Yayınları, 1998. 

Kapak fotoğrafı Pexel sitesinde yayınlamış bana ait bir fotoğraftır. 

https://www.pexels.com/tr-tr/fotograf/yaz-fabrika-tesis-bitki-23884536/


Doğan Alpaslan Demir sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

ŞİİRLİ CUMALAR: Güzide Ana” üzerine 4 yorum

  1. “Çakal tilki şimdi kurt uluyorlar” Uluyorlar yerine anlam bakımından ” Oluyorlar” daha doğru olur sanıyorum. Eski yazıda o ve u yazılışı aynıdır. Metni yayınlayanın gözünden kaçmış olmalıdır. A. D.

    Liked by 2 people

Aydogan Demir için bir cevap yazın Cevabı iptal et