Bir Nazi generalinin günümüze yansıtılan gölgesi 

Avrupa’da aşırı sağın tarihi…

Bu yazının konu edindiği, Nazi Almanya’sı SS[i] yöneticisi General Reinhard Heydrich önemlidir, Avrupa Faşizminin tarihinde zamanı geriye sararken izlediğimiz yolakların çoğu ona atfedilen görüşlerle bezelidir. Avrupa’nın yeni faşizmini anlamak ve farklı alanlarda direnç noktaları, yeni söylemler oluşturabilmek için Heydrich’in yaşam öyküsünü tanımak, ölümünden sonra onun adı etrafında örülen ağları değerlendirmek yararlı olacaktır. 

Nazi üst düzey generallerinden biri olan Heydrich, günümüz Neo Nazi düşüncesini ve örgütlenmesini, etrafında örülmüş hayali hikâye ve efsanelerle beslemektedir. Reinhard Heydrich adı, Nazi devletini günümüze bağlayan bir “anıt köprü” haline getirilmiştir. Günümüz neo faşistleri Reinhard Heydrich adına web siteleri kurarak, ölüm ve doğum tarihlerini kutlayarak ona ait olduğunu iddia ettikleri fikirleri yaymaya, gündemde tutmaya çalışmaktadırlar. 

Tarihsel olaylara, günümüze kalan belgelere baktığımızda Heydrich’in 1934-1939 yılları arasında Gestapo’nun[ii] yöneticiliğini yaptığını,1938’de 26 bin Yahudi’nin Almanya’daki toplama kamplarına yerleştirilmelerini yönettiğini, 1 Eylül 1939 tarihinde savaşın başlamasıyla beraber Yahudilerin gettolara kapatılmalarını emrettiğini görüyoruz. İkinci Dünya Savaşı başladığında işgal edilen Çekoslovakya’nın Genel Valisi olmuş, bu görevde yaptıklarıyla “Prag kasabı” lakabıyla anılmıştır[iii]. Nazi dönemi tarihine baktığımızda, Heydrich’in üstlendiği en önemli görev Wansee Konferansı başkanlığıdır. Konferans 20 Ocak 1942 tarihinde toplanmış, çeşitli bakanlıklardan 15 üst düzey temsilci bir araya gelerek sistematik olarak Yahudilerin sürülmesi ve katledilmesi planı çerçevesinde nasıl iş birliği yapacaklarını görüşmüşlerdir. Heydrich 27 Mayıs 1942 tarihinde Çek direnişçilerinin pususunda ağır yaralanmış, 4 Haziran günü 38 yaşında ölmüştür. 

Heydrich, 7 Mart 1904’te doğmuştur. Babası Richard Bruno Heydrich besteciydi; Reinhard doğduğunda kurucusu olduğu Halle Konservatuarı’nın yöneticisiydi. Heydrich ailesi Kaiser Wilhelm’e[iv] sadakatle bağlıydı; öyle ki 1918’te Kaiser tahtı bırakıp kaçtığında yönetimi sosyal demokratların ele geçirmesine babası büyük tepki göstermiştir[v]..

Baba Bruno Heydrich, Richard Wagner’in[vi] müzik çalışmalarının hayranıydı. Reinhard adını, babasının ilk operası olan “Amin”in kahramanından almıştır. Baba, oğlunu tam anlamıyla bir “Wagner kültüne” maruz bırakmıştır. 

Reinhard okula gitmeden çok önce notaları öğrenmiş, 5 yaşında keman çalmaya başlamıştır. Yetenekli ve çalışkan bir öğrenci olarak kabul edildiği ilkokuldan sonra Reforgymnasium’una gitmiş, burada Fransızca, İngilizce, Rusça, İspanyolca ve İngilizce gibi modern dillerin yanı sıra Latince öğrenmiştir.  Lise yıllarında felsefi incelemeleri anımsatan Almanca makaleler yazmıştır. Yetenekli bir atlet, iyi bir yüzücü ve eskrimci olduğu bilinmektedir. 

Almanya’nın 1918’de savaşı kaybetmesi ve Versay antlaşmasının “aşağılayıcı hükümlerinin” her yerde hissedildiği dönemde Heydrich ailesi büyük bir ekonomik sıkıntıya düşmüştür. Bu ekonomik koşullarda baba Bruno Heydrich’in konservatuarında okuyacak öğrenci kalmamıştır. 

1922’de Heydrich, Alman Donanması’na (Reichsmarine) katılmış, Kiel’de deniz askeri öğrencisi olmuştur. 1926’da teğmen rütbesine, 1928’de üsteğmen rütbesine terfi etmiştir.  Aralık 1930’da bir spor kulübü balosunda Lina von Osten ile tanışır, hemen nişanlanırlar.  Ailesi gibi Nazi Partisi sempatizanı olan Lina, 1929’daki ilk Nazi mitingine katılmıştır. Genç Heydrich, Lina ile nişanlanmadan altı ay önce tanıdığı başka bir kadına verdiği nişan sözünü tutmadığı için “bir subaya ve beyefendiye yakışmayan davranış”la suçlanmış, donanmadan kovulmuştur. Heydrich, Aralık 1931’de Lina ile evlenir. Günümüz Avrupa faşizminin savunucuları hemen burada devreye girip Heydrich’in başka bir kadına nişan sözü vermesinin söz konusu olmadığını ve bu iddianın Heydrich’in orduda yükselmesini engellemeye yönelik bir komplo olduğunu iddia ederler. 26 yaşında genç bir subaya komplo kurulmasının ne denli inandırıcı olabileceğinin yorumunu okurlara bırakıyorum. 

Artık işsiz kalmıştır; Neustadt’taki Hansa Yat Okulu’nda 380 mark gibi düşük bir maaşla öğretmenlik yapma imkânı bulur ve Heydrich  Haziran 1931’de Nazi Partisi’ne katılır. Tam bu dönemde Himmler bir istihbarat servisi kurma hazırlıkları yapmakta, yetenekli gençler aramaktadır. Himmler, başvuruda bulunan Heydrich’e böyle bir görevi nasıl tasavvur ettiğini yazması için yirmi dakika süre verir. Heydrich fikirlerini yazar, uygun bir organizasyon şeması tasarlar ve sonucu Himmler’e sunar. Çok etkilenen Himmler, onu işe almaya karar verir ve böylece Heidrich 14 Temmuz 1931’de SS bünyesine katılır. Heydrich kısa sürede Nazi partisi kariyerinde hızla yükselir  ve 6 ay içinde, Aralık 1931’de binbaşı rütbesine terfi eder. 

Heydrich 1935 yılında kaleme aldığı bir ders kitabının “Mücadelemizdeki Değişiklikler” adlı makalesinde şunları yazmıştır:

“Yahudiler her zaman ırksal olarak sağlıklı tüm halkların ölümcül düşmanı olmuştur. Onların hedefi, Yahudi üst sınıfının dünyaya hakimiyet kurmasını sağlamaktır.” 

Eylül 1941’de Hitler, Heydrich’i Bohemya-Moravya’nın[vii] “Reich Koruyucusu”[viii] olarak atadı. Heydrich bu rolü üstlenirken, Reich Güvenlik Ana Ofisi Başkanı görevinden de vazgeçmedi; bu yeni ünvan güç alanını genişletti. Hitler, halkları terörize ve kontrol etme planlarını Çekoslovakya’da uygulamak için özellikle Heydrich’i seçmişti. Heydrich, göreve geldikten sonraki iki ay içinde, Polis Lideri Karl Hermann Frank’ın yardımıyla, 342 kişiyi idam cezasına çarptıran özel mahkemeler kurdu. 1.200 kişi Gestapo’ya teslim edildi. 

Heydrich, Çekoslovakya’daki fabrikalarda üretimi arttırarak, artan ekonomik refahın toplumda yarattığı rahatlamayı bir tür kültürel emperyalizmi dayatmak ve geliştirmek için kullandı. Baskıcı önlemleri ve toplu infazların görünürlüğünü azaltmak amacıyla sosyal ve ekonomik koşulları iyileştirmeye çalıştı. Heydrich, Alman işgali altındaki toprakların gelecekteki rolünü tanımlarken, Doğu Avrupa’nın çoğunun daha büyük bir Almanya için yaşam alanı (Lebensraum) oluşturmak üzere ilhak edileceğini belirlemiştir. Heydrich’in personeline verdiği emir “Çek haşerelerini Almanlaştıracağız” olmuştu. Bu amaçla, çok yönlü bir planı harekete geçirdi. Heydrich, hangi Çekoslovakların “Alman olabileceğini” belirlemek için doktor ve teknisyen ekiplerinin ırksal kan testleri yapmalarını emretti. Aynı zamanda, Çekoslovakya kültürünü ve tarihini sistematik olarak ortadan kaldırmaya ve yerini “Almanlaştırılmış” bir versiyonla değiştirmeye çalıştı. Prag Çek Üniversitesi’nin yerini, Alman Üniversitesi aldı. Kısacası, tüm akademik çalışmalar Nazi politikalarını ve ideolojisini haklı çıkarmak üzere yeniden kurgulandı. Heydrich, Çekoslovak kültürünü “Alman” olarak yeniden yazıyordu. Heydrich, yeni bir konser salonunun açılışında yaptığı konuşmada Yahudiler için “Çekoslovak halkına bağımsız devlet olma çılgınlığını enjekte ettiler” diyordu. Ölümünden önceki gece, Heydrich’in babası tarafından bestelenen bir keman konçertosu, Çekoslovak kimliğini Alman değerleriyle değiştirme planının parçası olarak Wallenstein Sarayı’nda sahnelendi.

Çek nüfusunu “yatıştırma”daki başarısı, Heydrich’e sahte bir güvenlik duygusu vermiştir, 27 Mayıs 1942’de silahlı korumalar olmadan üstü açık makam arabasıyla seyir halindeyken, İngiltere’de komanda eğitimi görmüş iki Çek direnişçi tarafından pusuya düşürüldü. Ateş açan direnişçinin silahının tutukluk yapması üzerine Reinhard tabancasını çekerek çatışmaya girmiş, diğer direnişçinin el bombası atması üzerine ağır biçimde yaralanmış, 4 Haziran’da Prag’daki bir hastanede ölmüştür.

Hem Heydrich’in öldürülmesine, hem de generallerinin zırhlı araç kullanmamasına öfkelenen Hitler’in tepkisi çok ağır olmuştur. Hitler, saldırganları bulmak için Gestapo ve SS örgütüne “kanın içinden geçmelerini” emretti. Suikastı gerçekleştiren Jan Kubiš ve Josef Gabčík’i bulmak için insan avı başlatıldı, yüzlerce Çekoslovak tutuklandı, işkence gördü. Bir intikam hareketi olarak, Hitler rastgele seçilen 10.000 Çekoslovak’ın idam edilmesini emretti; suikastın yapıldığı Lidice köyü tamamen yıkıldı, 16 yaş üzerindeki bütün erkekler öldürüldü[ix], kalanlar toplama kamplarına gönderildi. Naziler tarafından atanan kukla Çek hükümeti ise aşağıdaki açıklamayı yapmıştır:

“Yabancı ajanlar tarafından işlenen cinayet, ulusal varlığımızı tehlikeye atmıştır. 7.000.000 Çekoslovak ahalisinin kurtulması için tabii ki 7.000 kişinin ölmesi adildir.”

Heydrich’i öldüren Çek suikastçılar kendileri gibi İngiltere’den gelen beş paraşütçü ile birlikte Prag’da bir kilisede saklanırken SS birlikleri tarafından kuşatma altına alınmışlardır. Saatlerce çatışan bu 7 kişiden biri el bombası ile ölmüş, diğerleri ise sağ ele geçirilmemek için intihar etmişlerdir. 

Heydrich’in yukarıda anlatılan biyografisi belgelerle kanıtlanabilir durumdadır. Nedir, günümüz Neo Nazilerinin bu biyografiyi tahrif ederek ona “kahraman lider” imajı vermeye çalıştıklarını izliyoruz. Bunun en önemli sebebi günümüz Neo Faşizminin, ideolojilerinden Yahudi düşmanlığıyla ilintili (antisemit) ögeleri temizleyerek, Nazi tarihindeki Holokost eylemleri yok saydırmaya çalışmalarıdır. Bunun en iyi örneklerinden biri, Heydrich için açılan bir web sayfasında onun Wansee Konferansına katılmadığı veya bu konferansın hiç gerçekleşmediği iddialarıdır: 

“Tarihçiler, Reinhard Heydrich’in 20 Ocak 1942’deki sözde Wannsee Konferansı’na başkanlık ettiğini iddia ederek adını “Holokost”la ilişkilendirirler. Ancak böyle bir konferansın gerçekleşip gerçekleşmediği tartışmalıdır. “Wannsee Protokolü” üzerine yapılan inceleme bunun sahte olduğunu ortaya çıkarmıştır. Örneğin protokolde, düzenleyen makamın adı, dosya numarası, tasdik notu ve tarih bulunmamaktadır. Bir Alman hükümet belgesinde bu tür bilgilerin bulunmaması düşünülemez; özellikle de bu kadar önemli bir belgede. Dolayısıyla bu kopyanın yüksek bir makam tarafından verilmiş olması mümkün değildir. Bu arada, Reinhard Heydrich’in sözde Wannsee Konferansı’na başkanlık etmesi de mümkün değildir, çünkü kendisi o gün yeni Çek hükümetini tanıtmak için Prag’daydı.”

Neo Faşistlerin bu iddiaları gülünçtür. Yukarıda yapılmadığı iddia edilen Wansee Konferansına katılan 15 üyenin en düşük rütbeli subayı olan Adolf Eichmann’ın savaştan sonra Güney Amerika’ya kaçtığı bilinmektedir. İsrail’in Mossad örgütü yıllarca Eichmann’ın izini sürmüş ve savaşın bitiminden 15 yıl sonra, 1960 yılında onu Arjantin’de yakalamış, gizlice özel bir uçakla İsrail’e götürmüşlerdir[x]. Eichmann İsrail’de, tüm dünyaya açık bir özel mahkemede yargılanmıştır. 3500 sayfalık dava dosyası Wansee Konferansının gerçekliğini, konferanstaki Eichmann’nın rolünü yeterince açıklamaktadır. Eichmann 1 Haziran 1962’de asılarak idam edilmiştir. 

Reinhard Heydrich için açılan web sitesinde Neo Naziler hedeflerini açıkça yazmışlardır: 

“Biz, yirmi birinci yüzyıldaki Nasyonal Sosyalistler, Reinhard Heydrich’in yaşamı boyunca ortaya koyduğu örneği nasıl takip edebiliriz? Her şeyden önce, değişmeyen Nasyonal Sosyalist doktrinini tam olarak onaylamalı ve Aryan ırkın zaferi için gerekeni yapmaya hazır olmalıyız. Tüm gücümüzle rakiplerimize karşı mücadele etmek kutsal görevimizdir. Gerekirse komplocu mücadele yöntemlerini kullanacağız, yetmezse silaha başvuracağız. Avrupa’da 1945’ten bu yana iktidarda olan demokratik rejimlerin meşruiyetini tanımıyoruz. Hedefimiz, demokrasilerin tamamen yok edilmesi, bu korkunç zamanın önde gelen politikacılarının ortadan kaldırılmasıdır.

Çabamızın nihai hedefi, özgür, egemen ve yeni birleşmiş Büyük Alman İmparatorluğu’nda Nasyonal Sosyalist bir devletin yaratılması ve Aryan dünyasında ırksal temelde Yeni Düzen’in kurulmasıdır. Reinhard Heydrich’in hayatı bize izlenecek yolu gösteriyor. Bu yoldan asla sapmayacağız. Ancak o zaman zafer bizim olacaktır.”

Adları Nazi Almanya’sı ile özdeşleşen, yaşam biçimleri, kişilikleri ve tercihleri ile faşizmin ikonik liderlerinin belki en önemlisi Reinhard Heydrich’dir. Heydrich savaş bitmeden yıllar önce, 1942’de öldüğü için savaş yenilgisinin utancını tatmamış, liderlerinden biri olduğu Nazi faşizminin en parlak günlerinde “hain pusuda katledilmiş bir kahraman” olarak tarih sahnesinden çekilmiştir. Ölümünden sonra, özellikle Nazi Almanya’sı Doğu cephesinde ağır yenilgiler almaya başladığında “Heydrich yaşasaydı” şeklinde şehir efsanelerinin merkezinde “O’nun hayaleti” vardır.  

Reinhard Heydrich savaş bittikten yıllar sonra Almanya’da yeniden gündeme geldi. Şimdi!

Lina von Osten 1931 yılında Reinhard Heydrich ile evlenir, 4 çocukları olur. Lina evlenmeden 2 yıl önce Nazi Partisine üye olmuştur. Genç yaşta bir Nasyonal Sosyalist ve ateşli bir Yahudi düşmanıdır.  Heydrich’in Çekoslovakya Genel Valisi olması üzerine Prag’ın 10 kilometre kuzeyinde Horni kalesine yerleşirler. Evlerinde çok sayıda Polonyalı, Çekoslovak ve Yahudi savaş esiri zorla çalıştırmaktadırlar. Lina Osten’ın çalışanlara çok kötü davrandığı, “hatasını gördükleri” hakkında infaz emri verdiği bilinmektedir. Lina Osten, Heydrich’in ölümünden sonra Hitler tarafından kendisine hediye edilen Horni kalesi ve içinde yer alan tüm köyün ve toprakların sahibi olmuş, Nisan 1945’e kadar burada yaşamıştır.  

Savaştan sonra Çekoslovakya Halk Mahkemesi Lina Osten’ı gıyabında müebbet hapse mahkûm etti. Almanya Lina Osten’ı teslim etmeyi reddetti; savaş sonrası sorgulandı ancak aklandı. 

 1950’li yıllarda bir Batı Almanya mahkemesinde alınan karar, Alman toplumunun Nazizm’e karşı duruşunu anlamak için çok önemlidir: Lina Osten, ölen Nazi generali eşi Reinhard Heydrich’in emekli maaşını almak için mahkemeye başvurur. Mahkeme Lina Osten’ın eşinin oldukça yüklü tutardaki emekli maaşını almasına karar verir. Kaldı ki Lina Osten örneği münferit değildir. Pek çok Nazi yöneticisinin eşleri ve/veya çocukları onların görevlerinden kaynaklanan “ekonomik haklarına” kavuşturulmuşlardır. 

Lina Osten 1976’da anılarını yazdığı bir kitap yayınlamış ve öldüğü 1985 yılına kadar Heydrich’ın itibarı için mücadele etmiştir.

Reinhard Heydrich’ın yaşam öyküsü öğreticidir; bize faşist rejimlerin yöntemlerini, acımasızlığını, oluştura gelen tehditleri açık seçik anlatır. Ama belki daha da önemlisi Heydrich’in eşi Lina Osten’ın kocasının SS-Obergruppenführer[xi] rütbesindeki maaşını almaya hak kazanmış olmasıdır. Batı Almanya bir kararla Nazi döneminde kazanılan makam ve rütbeleri yok sayabilir, emekli maaş başvurularında savaş öncesi durumlarını esas alabilirdi. Oysaki Nazi Almanya’sı döneminde yapılan her şey, tüm kazanımlar, yağmalananlar, makam ve rütbeler meşrulaştırılmıştır. 1950’li yıllarda alınan bu karar bize yeni kurulan Batı Almanya toplumunun faşizmle ilişkisini koparmadığını, onunla hesaplaşmadığını, Nazi Devleti dönemine ait kadroları, ideolojik ve yönetsel aygıtları sindirdiğini kanıtlamaktadır. Almanya’nın 2. Dünya Savaşı sonrasında toplumun kodlarında içselleştirdiği Nazi düşüncesi, günümüzde aşırı sağın iktidara yürüyüşüyle görünür hale gelmiş mevcut rejimlerin alternatifi[xii] olarak sunulmuştur.

KAYNAKLAR

  1. http://reinhardheydrich.org (Web sitesi şu sırada güvenli değil, tıklamayınız.)
  2. https://aboutholocaust.org/tr/facts/reinhard-heydrich-kimdi
  3. https://www.britannica.com/biography/Reinhard-Heydrich
  4. https://www.topographie.de/en/exhibitions/reinhard-heydrich-career-and-violence
  5. https://encyclopedia.ushmm.org/content/en/article/reinhard-heydrich-in-depth
  6. https://bleeckerstreetmedia.com/editorial/reinhard-heydrich-anatomy-of-a-monster
  7. https://tr.wikipedia.org/wiki/Anthropoid_(film)
  8. https://english.radio.cz/september-1941-butcher-heydrich-becomes-nazi-governor-czech-lands-8729115
  9. https://www.theguardian.com/world/2016/aug/21/heroes-memorials-demanded-for-czech-assassins-of-holocaust-chief-reinhard-heydrich
  10. https://www.normandy1944.info/home/commanders/life-and-death-of-reinhard-heydrich
  11. https://warfarehistorynetwork.com/article/the-murder-of-reinhard-heydrich/
  12. https://www.bbc.com/news/world-europe-36944090
  13. https://encyclopedia.ushmm.org/content/en/timeline-event/holocaust/1942-1945/wannsee-conference
  14. https://www.gld.nl/nieuws/2134933/de-aanslag-op-heydrich-de-slager-van-praag
  15. https://en.wikipedia.org/wiki/Lina_Heydrich

DİPNOTLAR


[ii] Gestapo: Gizli Devlet Polisi. Nazi Almanya’sı ve Alman işgali altındaki Avrupa’da gizli polis teşkilatı.

[iii] Heydrich’e verilen diğer takma adlar şunlardır: Sarışın canavar, Himmler’in kötü ruhu, Ölüm tanrısı kötü genç. 

[iv] II. Wilhelm, Ocak 1859 – 4 Haziran 1941), son Alman imparatoru (Kaiser) ve Prusya Kralı’ydı. 15 Haziran 1888’den 9 Kasım 1918’e kadar hüküm sürmüştür. 

[v] Almanya’nın 1. Dünya Savaşı’ndan yenilgiyle çıkması sonucu lağvedilen Alman monarşisi yerine millî meclis tarafından yeni bir anayasa oluşturulmuş ve parlamenter demokrasiye dayalı Weimar Cumhuriyeti kurulmuştur. Bu dönemde “Deutsches Reich” yani Alman İmparatorluğu adı muhafaza edilmiştir. Almanya’da liberal demokrasiyi yerleştirmek için yapılan bu ilk girişim, yoğun sivil anlaşmazlıkların ve ekonomik sorunların olduğu bir dönemdir. 

[vi] Richard Wagner (1813-1883), Alman operasının en önemli bestecilerinden biridir. Wagner yalnızca Alman müzik ve sanat tarihinde önemli bir otorite olmakla kalmamış aynı zamanda toplumsal ve siyasal alanda da etkin bir isim haline gelmiştir. Avrupa faşizminin kültürel, sanatsal kodları onun görüş ve eserlerine dayandırılmıştır. 

[vii] Eski Çekoslovakya, şimdinin Çekya ve Slovakya ülkeleri.

[viii] Genel Vali.

[ix] Heydrich suikastını konu alan Anthropoid adlı bir film yapılmıştır.  Anthropoid, Sean Ellis’in yönettiği ve başrollerinde Cillian Murphy, Jamie Dornan, Charlotte Le Bon, Anna Geislerová, Harry Lloyd, Toby Jones ve Marcin Dorocinski’nin oynadığı 2016 savaş filmidir. Ellis ve Anthony Frewin tarafından yazılmıştır. II. Dünya Savaşı sırasında sürgündeki Çekoslovak askerler Jozef Gabčík ve Jan Kubiš tarafından Reinhard Heydrich’in öldürülmesi olan Operasyon Anthropoid’i konu almaktadır. Ağustos 2016’da Amerika Birleşik Devletleri’nde ve 9 Eylül 2016’da Birleşik Krallık’ta gösterime girmiştir.

[x] Arjantin’in suçluların geri iade anlaşması olmadığı için gizlice kaçırılmıştır. 

[xi]  SS-Obergruppenführer: Korgeneral rütbesine denk gelen bir SS rütbesidir. 

[xii] Almanya’da şu andaki aşırı sağ partinin adı “Almanya İçin Alternatif”dir.  (Alternativ für Deutschland).


Doğan Alpaslan Demir sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

Bir Nazi generalinin günümüze yansıtılan gölgesi ” üzerine 4 yorum

  1. Doğan Hocam, bir tarihsel kesiti, bir insanı üzerinden nesnel bir biçimde özetlemiş, Almanya siyasi erkinin Nzzi dönemine özünde nasıl yaklaştığını muhteşem bir yorumla ortaya koymuşsunuz. Enerjiniz bol olsun, ışıtmaya devam.

    Liked by 1 kişi

  2. Bir çok şeyin değişmediği, hortladığı dönemleri yaşıyoruz demek. Anlatım diliniz o kadar arı ki; teşekkür ediyorum💜

    Dilek Afyonlu

    Liked by 1 kişi

  3. Doğan bey, biz içindeyken bu bilgilerden habersiziz. Tarih bilgisi için çok teşekkürler.
    Hani derler ya “Esirlik içinde doğanlar Özgürlüğün farkına varmaz.

    Almanya’da Nazi dönemi halkı bataklıkta yaşamaya alıştırmış hatta savunmaya büyülenmiş gibi sistemi savunur duruma gelmiş.
    Bu gün bizim Cumhuriyet döneminde Vatan hani denilenler de kahraman ilan ediliyor. Cahil halka öğretiliyor. Ülkemizde de AKP dönemi aynı özellikleri taşıyor.
    Yaratılan karanlık ortamda bir çok bilinçli aklı başında insanlar yaşamaya alıştı. Bir çoğunda çaresizlikle direncini yitirdi. Gün geçtikçe kanunsuzluklar normalleşmeye başladı.

    Beğen

Mustafa Demircioglu için bir cevap yazın Cevabı iptal et