Belarus- Litvanya sınırında bir yalnız adam… 

Belarus- Litvanya sınırında bir yalnız adam… 

Bu yazıda gözünüze çarpan, gündelik yaşamımıza ilişkin benzerlikler tesadüfi değildir…

Birkaç gün önce, yurtdışı online gazeteler arasında dünya gündemini eşelerken bir fotoğraf çarptı gözüme; yalnız, başında bere, yaşlıca görünümlü bir adam fotoğrafın kıyısına iliştirilmiş gibi oturuyor taş duvar üstünde. Tanımadığım bir dilde yazılmış kısa bir de haber var. Saniyeler içinde çevirip merakla okudum; öğrendiklerimi, hayal kırıklığımı, o kırıklık içindeki umutları sizinle paylaşmasam içim rahat etmezdi. Bulabildiğim pek çok kaynağı okuyarak bu “esrarengiz” adamla ilgili yeterince bilgi edinince aşağıdaki yazı çıktı ortaya. 

Fotoğraftaki kişinin Belarus vatandaşı muhalif siyaset adamı, politik lider Mikola Statkevich olduğunu öğrendim; 69 yaşında ve son 20 yılının çoğunu tutsak olarak cezaevinde olarak geçirmiş. Bir gün önce salıverilmiş hapisten. Ama önce biraz geriye gidelim. 1980’li yıllara:

SSCB tarihe karışıyor

Mihail Gorbaçov’un perestroyka (ekonomik yeniden yapılanma) ve glasnost (açıklık, ifade özgürlüğü) “reformları”, SSCB’nin kontrolü altındaki Sovyet Cumhuriyetleri üzerindeki denetimi gevşetti. Baltık ülkeleri (Litvanya, Letonya, Estonya) bağımsızlık için sokaklara dökülürken, Belarus’ta ulusal kimliğe dayalı bir bağımsız ülke hayali daha zayıftı. Halkın büyük kısmı Sovyet düzenine görece bağlıydı. Ama 1986’daki Çernobil felaketi, Belarus’un güneyini ağır biçimde etkiledi ve Sovyet yönetiminin bilgiyi saklaması halkta güven kırılması yarattı; SSCB’den kopma sürecini başlatan kıpırdamalar tetiklenmişti. 8 Aralık 1991’de Belarus’un başkenti Minsk yakınlarındaki Belavezha Ormanı’nda tarihi bir buluşma oldu. Belarus lideri Stanislav Şuşkeviç, Rusya Federasyonu lideri Boris Yeltsin ve Ukrayna’dan Leonid Kravçuk, bir araya gelerek SSCB’nin resmen sona erdiğini ve yerine Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) kurulduğunu ilan ettiler. Gorbaçov önce direndi ama birkaç hafta sonra istifa etti; sonuç olarak amacı bu olmasa bile bu dağılmanın mimarı olarak tarihe geçti. 25 Aralık 1991’de SSCB tarihe karışmıştı. 

Seçimleri 7 kez kazanan Aleksandr Lukaşenko (Lukashenko)

1991–1994 arasında Belarus’u Stanislav Şuşkeviç yönetti. Kendisi Belavezha Anlaşması’nın imzacılarındandı. Bu dönemde halkın işsizlik ve yoksulluğu zirveye çıkmıştı. 1994’te Belarus halkı ilk kez doğrudan başkanlık seçimi yaptı. Aleksandr Lukaşenko, “yolsuzlukla mücadele eden” genç bir siyasetçi olarak sahneye çıktı. Yolsuzluğa karşı savaş, işçi haklarını koruma, Rusya ile bağları sürdürme söylemleri halkın kulağına hoş gelmişti; oyların %80’inden fazlasını alarak başkan seçildi. Lukaşenko iktidara gelir gelmez Rusya Devlet Başkanı Yeltsin ile ilişkilerini geliştirdi ve Rusya ile yakın işbirliğine girdi. 1996’da anayasa değişikliğiyle kendi yetkilerini artırdı, parlamentonun etki ve yetkilerini kısıtladı. Komşu ülkeler Estonya, Letonya, Litvanya Batı’ya entegre oldu, Belarus ise Rusya’nın gölgesine tutunmaya ve giderek otoriterleşen bir rejime doğru evrildi. Aleksandr Lukaşenko Anayasa’da mümkün olmasa da 7 kez seçimleri kazanarak 30 yılı aşkın bir süredir Rusya’nın etki alanına sıkışmış Belarus’u despotça yönetmeyi sürdürüyor. 

Cumhurbaşkanı adayı Mikola Statkevich

Mikola Statkevich: Vida Press 2021

Belarus- Litvanya sınırındaki yalnız adama geri dönelim: Mikola Statkevich. Mühendislik eğitimi görmüş, doktora çalışması yapmış, 60’tan fazla bilimsel makale yayımlamıştır. SSCB döneminde yarbay rütbesine yükseldikten sonra ordudan ayrılmış (uzaklaştırılmış) ve öğretmenlik yapmıştır. 1995 yılında katıldığı Belarus Sosyal Demokrat Partisi’nin liderlerinden biri olmuştur. 1999’da düzenlenen Özgürlük Yürüyüşü’nün örgütleyicilerindendir. 2005 yılında Statkevich, Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko’nun Anayasa değişikliği ile yeniden seçilmesine izin veren düzenlemelere karşı kitlesel protestolar düzenlediği için üç yıl çalışma cezasına çarptırıldı.3 yıl cezaevinde kaldı. 2010 yılı seçimlerine muhalefetin cumhurbaşkanı adayı olarak katıldı, yeniden tutuklandı ve 6 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 2015 yılında serbest kaldı. Savunduğu değerler nedeniyle sürekli olarak Lukaşenko rejiminin hedefindeydi. 2020 başkanlık seçimleri öncesi yeniden tutuklandı. Halkı “toplu ayaklanmaya kışkırtma” suçlamasıyla 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 

Eski bir muhalefet cumhurbaşkanı adayı Mikola Statkevich, 26 Mayıs 2011 günü Belarus’un Minsk kentinde bir mahkeme oturumu sırasında kafeste oturuyor.

Mikola Statkevich’in cezaevi yılları “bir insanı yalnızca kapatmak değil, görünmez kılmak” üzerine kurgulanmış gibidir. Belarus rejimi siyasi tutuklulara ağır baskı uyguluyordu. Statkevich uzun süre hücre hapsinde tutuldu. Cezaevine ulaşan ya da cezaevinden çıkan mektupların çoğu engellendi. Cezaevi kurallarına uymadığı için pek çok disiplin cezası aldığı bildirildi. Dış dünya ile teması en aza indirmek için yazışmaları ya “kayboldu” ya da “geciktirildi.” Ailesi ve avukatlarıyla görüşmesine çok sınırlı izin verildi. Eşi Marina Adamovich, yıllarca tek iletişim kanalının birkaç dakikalık ziyaretler olduğunu söylüyordu. Hapisteyken ciddi kalp ve tansiyon sorunları yaşadığı bildirildi. İnsan hakları örgütleri, gerekli tıbbi tedaviye erişiminin engellendiğini, ilaçların geciktirildiğini raporladı. Uluslararası Af Örgütü ve Viasna İnsan Hakları Merkezi, onun sağlığının “devlet eliyle kötüleştirildiğini” belirtti. Pandemi bahanesiyle izolasyon koşulları daha da ağırlaştı, ailesi aylarca hiçbir haber alamadı. Verilen 14 yıllık ceza, rejimin muhaliflere “ibret” cezalarından biri olarak değerlendirildi. Günümüzde Belarus hapishanelerinde 1500 kadar siyasi tutsak olduğu sanılıyor. 

2025 yılı 11 Eylül’ünde insan hakları örgütlerinin, Batı ülkelerinin ve ABD’nin baskısı ile 52 siyasi mahkumla birlikte serbest bırakıldı. Nedir, mahkumlar Litvanya’ya geçmeleri, yani sınır dışı edilmeleri şartıyla serbest bırakılmıştı. Ama filmin ikinci bölümü daha yeni başlamıştı…

Belarus- Litvanya sınırında bir yalnız adam…

Serbest bırakılan eski siyasi tutuklular otobüslere bindirilerek doğruca Litvanya sınırına götürüldü. Bilindiği kadarıyla biri dışında tümü Litvanya’ya geçti. Evet biri hariç: Mikola Statkevich… Nasıl yaptığı bilinmiyor ama Statkevich’in Litvanya’ya geçmediği, geçmeyi kabul etmediği, sınırdaki tampon bölgede (no man’s land) başında bere ile bir taşın üzerinde oturduğu güvenlik kameralarınca görüntülendi. Sonrası hakkındaki bilgilerimiz az. Günlerce kendisinden haber alınamadı. Litvanya yetkilileri onun kendilerine gelmediğini doğruladı. Anlaşıldığı kadarıyla Statkevich sınır dışı edilmeyi kabul etmiyor, bedeli ne olursa olsun ülkesinde kalmak istiyordu.

Uluslararası sivil toplum örgütleri Statkevich’in serbest bırakıldıktan sonra sürgün edilmek istenmesine şiddetle karşı çıktılar. “Zorla yok etme” (forced disappearance) riski olduğunu belirterek nerede olduğu, sağlık durumu gibi bilgilerin derhal açıklanmasını talep ettiler. Belarus muhalefet lideri Sviatlana Tsikhanouskaya, Statkevich’in özgürlük hakkının sürgünle sınırlandırılamayacağını söyledi; “özgürlük, sınır dışı edilmek değil, kendi ülkesinde kalabilme hakkıdır” dedi. 

Belarus makamları Statkevich’in nerede, hangi koşullarda olduğuna dair net bilgi vermiyor. Bazı kaynaklarda “cezaevine geri gönderildi” açıklamaları var ama tam konumu, sağlık durumu, koşulları bağımsız kaynaklarca doğrulanmış değil. 

Yapay zekâ robotu ChatGPT’ye dünya basınında Mikola Statkevich ile ilgili haber çıkarsa, yeni gelişmeler olursa beni bilgilendirmesi “talimatı” verdim.[i] Şimdi bekliyorum ama şunu söylemek isterim: Dünyamızda geleceğe ait hala biraz umut kırıntısı kaldıysa, bu adamların/kadınların dik duruşuna borçluyuz bunu. Sonuç olarak bir kez olsa da Mikola Statkevich’in elini sıkabilmeyi isterdim; ya siz…

DİPNOT


[i] Bu yazıyı bitirmemden sonraki saatler içinde iki gelişme oldu. Mikola Statkevich’in eşi Marina Adamovich yaptığı açıklamada, sınırdaki tampon bölgede başkasına ait bir telefondan eşinin kendisini aradığını, çok kısa konuşabildiklerini söyledi: “Nikolai beni başkasının telefonundan, başka birinin hattından arayabildi. İnanılmazdı, aynı ses, aynı güven, aynı aşk…” Mikola Statkevich konuşmasını şu sözlerle bitirmiş: “Bizi dışarı çıkarmaya çalışıyorlar ama buna izin vermeyeceğim. Belarus’a dönüyorum.” Son gelişme ise Belarus Devlet Başkanı Alexander Lukashenko’nun açıklaması oldu. Mikola Statkevich’in Litvanya’ya gitmek istemediğini söyleyen Lukashenko şunları söylemiş: “Onu öylece orada bırakamazdık. Sonuçta, o bizim vatandaşımız. Onu Belarus’a geri getirdiler. Neden onu gücendirelim? Ancak polis arabalarını ve evlerini yakanların lideri olmak istiyorsa, hapishanede kalsın.” 

KAYNAKLAR

1.      https://editorials.voa.gov/a/abuses-continue-belarus/2764659.html

2.      https://www.rferl.org/a/jailed_belarusian_opposition_leader_not_allowed_to_see_wife_father/24212584.html

3.      https://www.cbc.ca/news/world/belarus-prisoners-statkevich-1.7631135

4.      https://vmasnoticias.com/bielorrusia-libera-a-52-presos-politicos-incluido-mikola-statkevich/

5.      https://mezha.net/eng/bukvy/belarus-opposition-leader-mikola-statkevich-refuses-exile-stays-in-belarus/

6.      https://www.reuters.com/world/freed-belarusian-opposition-politician-who-refused-deportation-is-back-prison-2025-09-15/?utm_source=chatgpt.com

7.      https://eutoday.net/belarus-statkevich-reportedly-returned-to-penal-colony/?utm_source

8.      https://www.reuters.com/world/freed-belarusian-opposition-politician-who-refused-deportation-is-back-prison-2025-09-15/?utm_source

9.      https://www.amnesty.org/en/latest/news/2025/09/belarus-released-prisoner-mikalai-statkevich-forcibly-disappeared-after-refusing-to-be-exiled/?utm_source

10.                                  https://apnews.com/article/belarus-political-prisoners-deported-f05b5716e05f736619bf9887c21b3b65

11.                                  https://www.aljazeera.com/news/2025/9/16/belarus-pardons-25-more-prisoners-under-us-pressure?utm_source

12.                                  https://theins.press/en/news/284956

13.                                  https://theins.press/en/news/285063

14.                                  ChatGPT








Doğan Alpaslan Demir sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

Belarus- Litvanya sınırında bir yalnız adam… ” üzerine 2 yorum

  1. Belarus- Litvanya sınırında bir yalnız adam… ” yine her satırı ilgi çeken şimdi ne gelecek dedirten yazı. Teşekkürler Sayın Doğan Alpaslan Demir.

    Beğen

Yorum bırakın