29 Ekim törenlerini gölgelemek için apar topar ve görkemli bir açılışla hizmete giren Marmaray, daha ilk günden arıza haberleri ile şöhretine gölge düşürdü. Osmanlı geçmişleri ile her fırsatta övünen “ak iktidar”, Marmaray Projesinde Abdülmecid figürünü kullanmayı da ihmal etmedi. Bu vesile ile ben de size küçük bir zaman yolculuğu yaptırmak isterim. 17. yüzyıldayız, Girit savaşı uzun yıllardır sürüyor; 16. yüzyıldaki haşmetini yitiren Osmanlı Donanması her yıl Venedikliler karşısında bozguna uğruyor. Hem gemi yapımında hem de denizcilikte “elimize yüzümüze bulaştırmış” durumdayız. Devasa büyüklükte ve uzun namlulu toplarla teçhiz edilmiş Venedik kalyonları karşısında, Osmanlı’nın çekdiri diye tabir edilen gemileri “ya Allah ya Bismillah” usulü ile savaşıyor ve darmadağın oluyorlardı. Peş peşe alınan yenilgiler üzerine Osmanlılar da kalyon yapımına başladılar. Sonunda Vezir-i Azam Melek Ahmet Paşa “bizimki en büyük olacak” diyerek o zamana kadar görülmemiş büyüklükte bir kalyon yapılması emrini verdi. 1651 yılında İstanbul halkının ve Osmanlı erkanının hayran, şaşkın ve gururlu bakışları altında dev kalyon denize indirildi. Ancak daha denize indirilirken su almaya başlayan kalyon önce alabora oldu sonra da Haliç’ in sularına gömülüverdi.
Tarihten ders almak, Abdülmecid resimleri altında Marmaray açılışı yapmaya benzemez. Bilimin önünü açmayan, üniversiteleri özgürleştirmeyen bu zihniyetin sonu, Haliç’e gömülen Melek Ahmet Paşa’nın düşlerinden daha hazin olacaktır.