Evet, yanlış okumadınız.
Çok kızıyorum Tarık Akan’a.
Öyle böyle değil, harbiden kızıyorum.
Hemen gözlerinizi dört açıp, kaşlarınızı kaldırmayın. Okuyun, bana hak verecek ve siz de kızacaksınız.
Tarık Akan’a kızgınlığımın yaptığı filmlerle, devrimciliğiyle, ülkemiz sorunlarına olan duyarlılığı ve eylemliliğiyle ilişkisi yok elbette. Faşist, gerici, zalim iktidarlara karşı duruşuna şapka çıkarırım.
Kızgınım, çünkü sorumsuzdu.
Kızgınım, çünkü bu sorumsuzluğu yüzünden 66 yaşında öldü.
Tarık Akan’ın birikimine, donanımına, yaşam deneyimine sahip bir aydının ışıl ışıl ışıldayacağı, topluma fener olacağı bir yaşta öldü Tarık Akan.
Tarık Akan’ın 40 kusur yıl boyunca içtiği sigara onun erken yaşta ölümüne sebep oldu. Bana sakın “dedem sigara içiyordu 80 yaşında öldü” demeyin. İçmeseydi yüz yaşına kadar yaşardı.
Kimse sigara içmesin, herkes sigarayı bıraksın falan diye bir düşüncem yok. İçenlerin keyfine limon sıkmak, sağlıklarına bekçilik etmek aklımdan bile geçmez. Haddizatında bazılarının sigara içmesinden memnunum. Trafikte kırmızı ışık sarıya geçer geçmez kornaya basanların elinde sigara görünce çok keyifleniyorum mesela. Ülkemiz kan gölüne dönmüşken sosyal medyada ziyafet sofrası paylaşanların ellerindeki sigaraya bayılıyorum. Dili nefret dili, ağzı cinsiyetçi küfürler, şiddetten, ırkçılıktan, din istismarından beslenenler mutlaka sigara içmeli. Dahası da var ama siz anladınız onu.
Bazı insanların yaşamı sadece kendine ait değildir. Bu kişiler, sahip oldukları akıl, birikim, topluma ve geleceğe öncülük etme, ışık tutma, model olma, üretme becerileri devam ettiği sürece; bu becerileri taşıyan bedene mukayyet olmak gibi bir sorumluluğa sahiptirler. Fosur fosur sigara zıkkımlanıp 66 yaşında ölmeye hakları olamaz.
Sakın ola ki, sadece Tarık Akan gibi bir avuç sanatçı, yazar, aydın, toplum önderinden bahsettiğim sanılmasın. Çantasında şiir kitabı taşıyan, öğrencilerine şiiri ve insan haklarını öğreten bir öğretmen; muktedirin sofrasından ziftlenmeyi onursuzluk sayan bir akademisyen; kendini geliştirmeyi, toplumu dönüştürmeyi birey olarak görev sayan hukukçu, hekim, mühendis, öğretmen, ebe ve daha nice meslek mensupları aynı sorumluluğa sahiptir.
Söylemeye gerek var mı emin değilim; sigara sadece bir örnek. Biraz hareketli bir yaşam sürmek, alkollü içkileri çok az ya da hiç tüketmemek, obeziteyi kontrol altına almak ve daha birkaç küçük şey daha… Bunlar sizi bir manyağın kullandığı arabanın altında kalmaktan, biyolojik silahtan farkı kalmayan yiyecek maddelerinin sebep olduğu onlarca hastalıktan korumaz elbette. Nedir; biraz özenle yaşam kalitenizi ve süresini arttırırken, olmak istediğiniz insan olmaya daha yakın olabilirsiniz. “Benim topluma örnek olmak, dönüştürmek, kendimi yetiştirmekle işim olmaz” diyorsanız, yakın bir sigara daha, hatta bir daha.