“Mademki dağılmış pazar yerlerine benziyor memleket; o vakit mukavemet” diyerek başladı yayın hayatına. Adı: Mukavemet Dergi…
Bu devirde, ülkenin bu koşullarında dergi çıkartmak, hem de çıktığı günün koşullarına, baskı ve dayatmalarına mukavemet eden bir dergi yayınlamak hiç akıllı işi gibi durmuyor, nedir, hep akıllı ol, uslu çocuk ol, o da bir yere kadar…
Siyaset, bilim, kültür-sanat ve felsefe alanlarında onlarca yazı ile geliyor Mukavemet Dergi. Ömer Hayyam asırlarca önce bilgisizlerin sersemliği yüzünden söylenememiş renk renk düşüncelere hayıflanmış bir dörtlüğünde. Huzur içinde uyu sevgili Hayyam, Mukavemet Dergi her renkteki söylenmedik fikirleri yazmak için geliyor.
“Öldük, dünyayı şaşkın bırakıp gittik;
Yüzlerce incimiz vardı delinmedik.
Sersemliği yüzünden bilgisizlerin
Renk renk düşünceler kaldı söylenmedik.”
Mukavemet Dergi yazarlarını tanımam, editöryal politikası ve kurucu ekibin siyasi fikirleri, duruşları konusunda da çok az fikrim var. “Binbir Gece Masalları ve Harun Reşit Döneminde Korku Öğeleri” başlıklı kendi yazım dışındaki yazıların sadece küçük bir kısmını okuma olanağı buldum. Nedir, Mukavemet Dergi ekibinin hazırlık çalışmalarını, e-posta ve Whatsapp gruplarındaki yazışmalarını sessizce izledim. İster inanın ister inanmayın, taş olsa dile gelir, ardından da dili tutulurdu; hayranlık ve belki kıskançlıktan. Hepimizin işten eve dönüp günün yorgunluğunu üzerimizden atmaya çalıştığımız akşamüstü saatlerinde onlar tartışıyor, yazıp/çiziyor, planlıyor, her bir sayfayı, yazıyı, görseli ince eleyip sık dokuyorlardı. Heyecanlıydılar; söylemiyorlar ama daha iyi bir gelecek umuduna, dünyayı değiştirebilme ereğine tutunuyor, dayanıyor, dayanışıyorlardı.
Dünyamız üçüncü bin yıla tarihte benzeri görülmedik bir silahlanma, şiddet, çevre kirliliği, nefret dili ve eşitsizlik ile girdi. Ülkemizin durumu ise belli, cehennemin külhanından farksız gibi duruyor. Yakın çevremizde, ülkemizde, dünyamızda olup bitenleri “tren seyretme” metaforu ile izlemenin muhtemel tek bir sonucu görünüyor, Homo sapiens yerini Blaberus Giganteus’a bırakacak.
Çok abarttığımı düşünüyorsunuz değil mi, bir dergi, Mukavemet Dergi alacaksınız ve Blaberus Giganteus’un Homo sapiensin yerini almasına engel olacaksınız. Neden olmasın; hamam böcekleri dünyamızı tehdit eden silahlanmaya ve kirlenmeye mukavim olduğu için ihtiyaç duymuyor olabilir, ama bizim Mukavemet’e her zamankinden daha çok gereksinimimiz var. Üşenmeyin, beklemeyin, unutmayın; yarın bir Mukavemet Dergi alın, okuyun, okutun.