Değerli dostlar, hepinize ŞİİRLİ CUMALAR diliyorum. Bu hafta için seçtiğim şair İtalyan edebiyatının ve sinemasının “aykırı” isimlerinden, şair, yazar ve sinema yönetmeni Pier Paola Pasolini, 1922- 1975 yılları arasında yaşamıştır.
İlk şiirini 7 yaşında yazmış, 17 yaşında liseyi bitirerek üniversiteye başlamış ve faşist rejime karşı örgütlenen sol grupların ve onların yayın organlarının içinde yer almıştır. Yazım dilinde yerel lehçelerin (diyalekt) kullanımının dilin kültürel zenginliği olarak tanımlamasıyla hem kendi yandaşlarının hem de iktidarın tepkisini çekmiştir. İlk gençlik yıllarının 2. Dünya Savaşı’nın şiddet ortamında geçtiğini bir arkadaşına yazdığı şu mektuptan anlıyoruz.
“Birbirimizi tekrar görebilir miyiz bilmiyorum. Her şey ölüm, son ve silah kokuyor. Bu tiplerin dünyanın içine sıçtığını görmek tiksinti veriyor. Tükürmek isterdim toprağa, yapraklar yeşil sürgünler kusarken sarı ve gökyüzü mavisi çiçeklerle, dallardaki mücevherlerle birlikte.”
1943’de askere alınır ve askerden kaçar; savaş sonrasında üniversiteyi bitirerek lise öğretmenliği yapmaya başlamıştır. Şubat 1945’de faşizmle mücadele etmek için sol partizan gruplara katılan kardeşi Guido’nun başka bir sol grup tarafından öldürülmesi Pasoli’nin ruhsal yaşamında ağır bir travma yaratmıştır. 1971’de kardeşinin ölümüyle ilgili olarak şunları yazmıştır.
“19 yaşında direnişçilere katıldı. Ben ondan birkaç yaş daha büyüktüm, antifaşizmi ona ben aşılamıştım, çok küçük yaşlardan beri içine doğduğumuz bu dünyanın komik ve saçma olduğunun da farkındaydım. Ben daha Marks’ı bile okumamıştım, ancak bazı arkadaşlarımız Guido’yu aktif direnişe sürüklediler. Birkaç ay sonra da Guido cephede savaşmak için dağlara çıktı. Onun ölümü bugün bile kalbimi acıtan bir şekilde gerçekleşti. Aslında kendisini kurtarabilirdi. Arkadaşlarına ve komutanına yardım etmek için öldü, bugün hiçbir komünist partizan Guido’nun bu davranışını görmezlikten gelemez. Onunla gurur duyuyorum ve bulunduğum yolda onun hatırası, cömertliği ve tutkusuyla ilerliyorum.”
1947’de Komunist Parti bünyesinde aktif olarak çalışmaya başlamış ama iki yıl sonra eşcinsellik, çocuk istismarı vb. yüz kızartıcı iddialarla suçlanarak Komunist Parti’den ve öğretmenlikten atılmıştır. Roma’nın varoşlarında ağır bir yoksulluk içinde yaşam savaşı verirken yazmayı sürdürür. Senaryo editörlüğü yapması, italyan diyalektleri ile yazdığı şiirlerinin ve ilk romanının yayınlanmasıyla halk arasında tanınmaya ve sevilmeye başlamış ama bu kez de hem “saygın” edebiyat çevreleri hem de devletin yetkili kurumları kitabını “muzır” bularak hakkında dava açılmış, kitabı toplatılmıştır. Nedir, mahkeme kitapta suç unsuru bulamaz. Bu kez de bulvar gazetelerinin üçüncü sayfalarına malzeme olmuş ve hakkında hırsızlık, yardım ve yataklık, silahlı soygun vb. gibi çok çeşitli iddialar ortaya atılmıştır.
1961 yılından itibaren yönettiği, senaryosunu yazdığı filmlerle haklı bir şöhrete ulaşır; toplam 12 filme imzasını atmıştır.
Pasolini, 1975 yılında eşcinsel ilişkisi olduğu iddia edilen 17 yaşında bir genç tarafından feci bir biçimde öldürülmüştür. Öldüğünde 53 yaşındadır. Ölümü ile ilgili tüm gerçeklerin ortaya çıkarılmadığı kuşkusu günümüze kadar gelmiş, yaşamının arka planında karanlık bazı ilişki ve olay örgülerinin içinde olmuş olduğu iddiası aydınlatılamamıştır.
Pasolini’nin eserlerinde her türden otoriteye karşı bir isyan vardır. Onun isyanla bezeli yaşam duruşu, sadece sözcüklerle ve sözcüklerin anlamlarıyla değil, toplumu kavrayan devrimci bir dil ve bakış kullanarak ifade edilmiştir. Otoritenin kendini gösterdiği, içine sızdığı din, faşist yönetim, eğitim, siyaset ve bunların tüm ideolojik aygıtlarını teşhir eden yeni bir dil kullanan Pasolini, sinema ve şiir alanında çığır açan bir tarihsel role sahiptir.
Şairin bu hafta için seçtiğim GRAMSCI’NIN KÜLLERİ adlı uzun şiirinin küçük bir bölümünü paylaşıyorum, beğeneceğinizi umuyorum.
“Kırmızı bir bez, direnişçilerin
boyunlarına sardıkları gibi,
ve çanağın yanında, kül rengi toprakta
bir başka kırmızı iki sardunya.
Burada sürgündesin, katolik olmayan
o katı inceliğinle, bu yabancı ölüler arasına
düşülmüş kaydın : gramsci’nin külleri…Umutla
kuşku arasında varıyorum mezarının başına,
rastlantı sonucu geldiğim bu çorak serada,
yeryüzünün özgür insanlar arasında
kalan ruhunun karşısına.”
Çeviri : REKİN TEKSOY
KAYNAKLAR
1- Gramsci’nin Külleri, Pier Paolo Pasolini, Nisan Yayınları, 1990.
2- Wikipedia
Nereden çıktı bu ŞİİRLİ CUMALAR diyenler, okuyunuz lütfen:
https://doganalpblog.wordpress.com/2014/…/05/siirli-cumalar/
ŞİİRLİ CUMALAR, Ortadoğu bataklığına itilmeye, muhafazakar bir toplum olmaya ve nefret diline karşı bir DURUŞdur.
ŞİİRLİ CUMALAR adının kaynak gösterilmeden kullanılmaması rica olunur.