Bir toplumun ilerleme hızı, en yavaş yürüyenin hızına eşittir.

Bir toplumun ilerleme/gelişme hızını ölçmek, bu hıza etki eden etmenleri açıklamak için pek çok yöntem ileri sürülebilir. Muhtemelen bu yöntemlerin her biri, toplumların ilerleme hızları konusunda bilimsel yöntemlerle desteklenmiş niteliksel ve niceliksel algoritmalara sahiptir. Nedir, benim toplumların ilerleme hızı konusunda tek cümlelik bir sosyal denklemim var:

Bir toplumun ilerleme hızı, en yavaş yürüyenin hızına eşittir.

Bir örnekle açıklayacağım:  On kişilik bir topluluğumuz var. Bu on kişinin, kent içinde, on kilometre uzaklıkta bir hedefe ulaşmaları isteniyor. On kişiden biri maraton şampiyonu, içlerinden altısı ortalama veya ortalama üstü bir hızla yürüyebilir, biri kör, biri iki yaşında çocuğu olan bir kadın, biri ise ağır yürüme engelli. Topluluğun tüm fertleri hedefe ulaşmak zorunda. “Start” verildikten yarım saat sonra maraton şampiyonu hedefe ulaşır. Diğer altısı 1.5-3 saat içerisinde varış noktasına ulaşacaklardır. Çocuğunu kucağına alacak olan kadın uzun saatler sonunda varırken, yolu kaybetmediğini umut edeceğimiz görme engelli belki günler sonra diğerlerinin yanına gelecek. Yürüme engelli olan mı? Meçhul…! Yani bu topluluğun ilerleme hızı yürüme engellinin ve/veya görme engellinin hızına eşittir.

Şimdi sıra topluluğun ilerleme hızını arttırmaya geldi. Biraz akıl, biraz fikir, biraz da “ilerleme” diye bir amacımız olması yeterli.

Ülkemiz görme engellileri “görenlerin dünyasında” yaşamak için elzem olan bağımsız hareket eğitimi görmüyorlar (Körler okulunda okuyanlar dahil). Bu eğitime ait becerileri el yordamıyla yıllar içinde kısmen ediniyorlar. Görme engellilerin beyaz baston kullanarak yollarını kolayca bulabilecekleri kabartma yol çizgileri göstermelik denecek kadar az. Var olan çizgiler de bilinçsizce çizilmiş ve araçların işgali altında. Özcesi, çözüm besbelli.

Yürüme engelliye akülü tekerlekli bir sandalye verir, tekerlekli sandalye eğitim pistleri yapar, kullanıcıların tümünü eğitirsiniz. Yetmez; tüm yolları, binaları, ortak yaşam alan ve güzergahlarını yürüme engellilerin kolayca kullanabileceği hale getirirsiniz. Görün bak, yürüme engelli olan kişi hedefe ilk varan olacaktır.

İki yaşında çocuğu olan kadını mı soruyorsunuz? Maraton şampiyonu olan kişi çocuğu omzuna alır, çocuk maratoncu amcasının omzundan diğerlerine “hadi çabuk yürüyün” diye bağırır ve hepsini güldürür.

Bütün bunları yapmazsak ne mi olur? Bu da soru mu? “Alem” Mars’a giderken biz onlara el sallar, ilerliyormuş gibi yaparız.

 

 

Bir toplumun ilerleme hızı, en yavaş yürüyenin hızına eşittir.” üzerine bir yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s