Birçok meslek grubunun özel günleri var, 14 Mart Tıp Bayramı hekimlerin, 5 Nisan avukatların, 12 Mayıs hemşirelerin günü olarak kutlanıyor. Meslek örgütleri bu günleri bir fırsat olarak kabul edip sorunlarını gündeme taşımaya gayret ediyorlar. Bizler de “avukat/doktor/hemşire arkadaşlarımın günü kutlu olsun” diye sosyal medyada paylaşıyor, yakın arkadaşımız olanları telefon, mesaj veya çiçekle kutluyoruz. Adını anmadığım meslek mensupları darılmasın, ilk aklıma gelenleri yazıverdim.
3 Mart gününü ardımızda bıraktık, nedir, 3 Mart’ın bir meslek grubunun “kutlama günü” olduğunu hayretle gördüm; şaşkınlığımın sebebi ise ilk kez duymuş olmamdı. Eğer bilmiyorsanız siz de şaşırın; 3 Mart tarihi “Dünya Seks İşçileri Günü” olarak belirlenmiş, hem de 17 yıldan bu yana. Oysa sosyal medyada “seks işçisi arkadaşlarımın günü kutlu olsun” şeklinde mesaj yoktu, bir tane bile…

Hindistan’ın Kalküta kentinde, 2001 yılının 3-6 Mart tarihlerinde uluslararası bir karnaval düzenleniyor. Dünyanın dört köşe bucağından gelen 50.000’i aşkın kişi katılıyor bu etkinliğe. Düzenleme kurulu tarafından “Seks İşçileri Karnavalı” diye adlandırılan etkinlikten önemli bir karar çıkıyor: 3 Mart tarihi “Dünya Seks İşçileri Günü” olarak tanımlanıyor. Hindistan’dan Türkiye’ye 7 yılda gelebiliyor, 2008 yılından beri ülkemizin “seks işçileri” 3 Mart günlerinde seslerini ve sorunlarını duyurmaya çalışıyorlar.
Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği 3 Mart günü vesilesi ile bir açıklama yayınlamış. Konu ilginizi çektiyse bu açıklamanın[1] tamamını okumanızı öneririm. Ama tümünü okumaya üşenenler için kısaca özetleyeceğim:[2]
Derneğin açıklamasındaki ana fikir “cinsel hizmet sektöründe” çalışanların “seks işçisi” adıyla tanımlanması ve bir işçilik biçimi olarak kabul edilmesi talebidir. Kanunlarımız tarafından bir işçilik biçimi olarak tanınmamanın bedelini çok ağır ödediklerini, ağır hak kayıpları yaşadıklarını, kayıt dışı, güvensiz ortamlarda çalıştıklarını açıklıyorlar bildirilerinde. Yaptıkları açıklamada “seks işçilerinin” haklarının bir insan hakkı olduğunu söylemişler, temel mottolarının “patronsuz ve pezevenksiz bir dünya istiyoruz” olduğunu duyurmuşlar. Derneğin açıklamasında, ülkemizdeki nefret suçlarının en ağır biçimiyle “seks işçileri” tarafından yaşandığına, özellikle trans kadınların cinayete varan saldırılarla çok sık karşılaştıklarına dikkat çekilmiş.
Yapılan açıklamada “seks işçilerine” yönelik hukuksuz uygulamalara son verilmesini, kolluk güçlerinin ayrımcı ve kötü muamelelerinin engellenmesini, çete ve mafya ilişkilerinden korunmalarını talep ediyorlar. En önemlisi, sendikal örgütlenme hakkına sahip olmayı ve meslek örgütlerini kurmaları önündeki yasal engellerin kaldırılmasını istemişler.
Bu yazımda, Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği’nin açıklama ve talepleri üzerine yorum yapmayacağım. Kaldı ki, buraya kadar okuduklarınıza ilişkin fikriyatınız “gebersin rezil/ahlaksız oro.pular/ibn.ler” şeklindeyse ve “oro.pular gününde indirim mi varmış” yorumu yaptıysanız, yollarımızı ayırmamız şart, takalım sepetleri kolumuza, herkes kendi yoluna.
- French sex worker demonstrates outside the National Assembly in Paris. (AP Photo/Christophe Ena)
Dikkatinizi çekmiş olmalı, yazımda “seks işçisi” kavramını tırnak içinde yazdım. Oysa maden işçilerinden bahsediyor olsam tırnak/mırnak koymazdım. “Seks işçilerini” iki tırnak arasına kıstırarak ifade etmemin tek sebebi var, bu kavram üzerinde ciddi görüş ayrılıkları yaşanıyor. “Seks işçisi” kavramını kullanan kişilerin bile birçoğu, yaşamını fuhuş yolu ile kazananlar ile “diğer emekçilerin” aynı şekilde isimlendirilmesine sıcak bakmıyorlar. Siyasi yelpazenin sağında kalan muhafazakarlar “seks işçisi” kavramına şiddetle karşı çıkıyorlar, sebebini de saklamıyorlar, “ekmeğini taştan çıkaran namuslu işçilerle” “ahlaksızlığın dibine vurmuş fahişelerin” bir kefeye konmasını yakışıksız buluyorlar; hani şu bağırlarına bastıkları maden işçileri ile sokak oro.puları bir mi olacaklar, haşa…
Nedir, “seks işçiliği” kavramı üzerine en sert tartışmalar sosyalistler, feministler ve hatta sosyal demokratlar arasında yaşanmaktadır. Biraz abartmama izin verirseniz şunu da söylemek isterim, “seks işçiliği” kavramı hemen hemen sadece fuhuş sektöründe çalışanlar tarafından kullanılmaktadır. Sosyalist ve feministler arasında sesi oldukça yüksek çıkan bir kesim, “seks işçiliği” kavramının sol kesimin diline sinsi ve sessizce sızdığını, bunun bir “kavram istismarı” olduğunu iddia ediyor[3]. Fuhuş sektörünün sömürüye, köleliğe, kapitalizme ait bir dayatma olduğunu, sosyalist bir rejimde insan bedeninin istismar, tecavüz ve köleleştirilmesi anlamına gelen fuhuştan söz edilemeyeceğini; kölelik ve tecavüzü onaylamak anlamına gelen “seks işçiliği” kavramının sınıfsal bir bakış açısına sahip devrimciler tarafından asla kullanılmaması gerektiğini savunuyorlar. Tahmin edebileceğiniz gibi “seks işçiliği” kavramına karşı çıkan kesimlerin birbirinden farklı, kimisi oldukça sofistike görüşleri bulunuyor.
Kendilerini “seks işçisi” olarak tanımlayan fuhuş sektörü[4] çalışanları, bu iddiaların emeğin kutsallaştırılmasından kaynaklandığını, kol kasının vajina kasından ve/veya anal sifinkter kasından üstünlüğünün olamayacağını dile getiriyorlar.
Geçmişte trans kadın olarak beş yıl seks işçiliği yapan Esmeray, kendisiyle yapılan röportajda “seks işçiliği” kavramı üzerine şu açıklamaları yapıyor:
“Seks işçileri daha çok yeni yeni sosyalist ya da komünist kesimde tartışılıyor. Sosyalist kesim de birçok insan bu işçiliği halen kabul etmiyor, bu bir tartışma konusu. Oysaki bedene ahlaki baktıkları için, bu ahlakı yenemedikleri için seks işçiliğini bir türlü kabul edemiyorlar. Oysa ki işçilik bir kutsallık değildir ama mesela sosyalist hareketin hatası şu: Bir garsonu ya da bir tekstil işçisini kutsuyor, oysa kutsamamak lazım. Biz ne için mücadele ediyoruz? Bu dağılsın, yani işçilik kutsanacak bir meslek değil ki, bu yanlıştan baktıkları için, tabii ki seks işçiliği kutsal bir meslek değil onlara göre. Ahlaki baktıkları için, ahlaksızlık olarak beyinlere kazındığı için, böyle bakıyorlar.”

Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği’nin yaptığı yazılı açıklama ve talepleri üzerine yorum yapmadığım gibi “seks işçiliği” kavramı üzerine görüşlerimin rengini de açıklamamayı tercih ediyorum, en azından bu yazımda. Ancak yazıyı buraya kadar getirip de bir “SONSÖZ” yazmamak olamaz. Sizin de bu yazının kapsadığı alan üzerine söyleyecek sözünüz varsa ister açıktan, isterseniz de özel mesajdan yazabilirsiniz.
VE İŞTE SONSÖZ…
Bu yazımla uçsuz bucaksız bir konuyu kaşıdığımı biliyorum. Bırakın bir köşe yazısı veya makaleyi, 24 ciltlik ansiklopedi yazılsa ve de okunsa, “hani gerisi nerede” denecek bir alandan, kangren olmuş bir sosyal yaradan bahsediyoruz. Nazi Almanya’sı homoseksüellere, fahişelere, Çingene ve Yahudilere aynı muameleyi yaptı, toplama kamplarında katletti! Günümüzden 30-50 yıl önce bir homoseksüelin devrimci, sol örgütler içinde cinsel kimliğini belli etmesi olanak dışıydı. 1988 yılında Şili’de Pinochet rejiminin kaderini belirleyecek referandumda, “Hayır” kampının homoseksüelliği anımsatan gökkuşağı renklerini kullanması bile ağır tartışma ve görüş ayrılıklarına neden olmuştu.
2013 yılı Mayıs/Haziran döneminde yaşanan Gezi süreci boyunca coşku ve sempatiyle karşılanan, sevimli sloganları “velev ki ibneyiz” ifadesiyle özdeşleşen LGBTT örgütleri, üyelerinin büyük bir kısmının fuhuş yaptıkları görmezden gelinerek sol cenah içinde yer alabilmiştir.
En temel kavramlar üzerinde bile ortak bir dilin bulunmadığı bir konuda tartışamazsınız, ürettiğiniz fikirler karşınızdakiler üzerinde yabancı bir dille konuşuyormuş etkisi yapacaktır. Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği’nin açıklamalarını ve taleplerini “bu açıklamalar verili düzen içinde kalan, yüzeysel, sorunun çözümüne yönelik olmayan ve/veya lümpenliğin dibine vurulmuş” şeklinde okuyan fikriyat, bu terminoloji yoksunluğunun bir tezahürüdür. Hele hele sosyal demokrat ve liberal cenahın “…ama bu talepleri kabul etmek fuhuşu özendirir” düşüncesi her türlü bilinçli duruş ve insani duygudan uzaktır.
Bu yazıyı kendilerini sosyal demokrat, sol, sosyalist, feminist olarak tanımlayan kişi ve grupların nabzını tutmak, bu konuda düşünülmesini, okunmasını, konuşulmasını, tartışılmasını sağlamak amacıyla yazdım. Geriye dönüşlere bakarak bu alanda yazmayı sürdüreceğim.
Buyurun, şimdi söz sizin.
KAYNAKLAR VE EK OKUMALAR
1-Umut Güner, Seks İşçiliği Meselesi, Hâlâ Bir Kırılma Noktası, kaosgl.org internet sitesi, 15 Ocak 2014.
2- Münür Rahvancıoğlu, Gece Kulüpleri, Seks İşçiliği ve LTB, 9 Mart 2016. http: //rahvancioglu.blogspot.com.tr/2016/03/gece-kulupleri-seks-isciligi-ve-ltb.html
3- Melissa Gira Grant, Let’s Call Sex Work What It Is: Work, 5 Mart 2014. The Nation internet sitesi.
4- Aslı Alpar, “Seks işçileri kurtarılmayı değil taleplerini istiyor”, kaosgl.org internet sitesi, 3 Mart 2018.
5- Erdal Aktaş, Esmeray: Seks işçilerinin üzerindeki baskı ve zulüm hep aynı, sivil sayfalar internet sitesi, 6 Mart 2017. www .sivilsayfalar.org/2017/03/06/seks-iscilerinin-uzerindeki-baski-zulum-hep-ayni/
6- Soru – Cevap: Seks işçileri işçi midir değil midir?, Sosyalist İşçi İnternet sitesi. 18 Ekim 2012, https://www. sosyalistisci.org/index.php/arsiv/111-448-18-ekim-2012/1507-seks-icileri-ici-midir-deil-midir
7- Seks Köleliği mi, Seks İşçiliği mi? Telgraf internet sitesi, 2 Nisan 2015.
http: //www. telgraf.co.uk/seks-koleligi-mi-seks-isciligi-mi.html
8- Ozan Yılmaz, Seks işçiliği terimi ve öneriler, kaosgl.org internet sitesi, 6 Ağustos 2014. http: //kaosgl.org/sayfa.php?id=17239
9- Genelevleri kapatmadan önce…, Sosyalist Feminist Kolektif internet sitesi, 21 Ekim 2016. http: //www.sosyalistfeministkolektif.org/web-yazilari/genelevleri-kapatmadan-once/
10- Yıldız Tar, Boğaziçi’nde Seks İşçiliği Tartışıldı, Bianet internet sitesi, 2 Mart 2012. https ://m.bianet.org/bianet/toplumsal-cinsiyet/136623-bogazici-nde-seks-isciligi-tartisildi
11- Pembe Hayat: “Patronsuz ve pezevenksiz bir dünya” çağrımız geçerliliğini koruyor, Sendika.org internet sitesi, 3 Mart 2018.
12- Kemal Ördek, Seks İşçiliği: Mitler ve Gerçekler, Kırmızı Şemsiye Derneği Yayınları- E-kitap, 2013.
13- Kemal Ördek, Kayıtsız alanda kayıtlı soygun, Kırmızı Şemsiye Derneği Yayınları E- Kitap, 2014.
14- Kemal Ördek, Seks İşçileri Konuşuyor, Kırmızı Şemsiye Derneği Yayınları E-Kitap, 2014.
15- Kemal Ördek, O Kadınlar: Trans Kadın Seks İşçilerinin Dilinden Şiddet Hikayeleri, Kırmızı Şemsiye Derneği Yayınları E-Kitap, 2015.
DİPNOTLAR
[1] http://sendika62.org/2018/03/pembe-hayat-patronsuz-ve-pezevenksiz-bir-dunya-cagrimiz-gecerliligini-koruyor-478077/
[2] Derneğin açıklamasının tamamını okuduysanız italik olarak yazılmış özet bölümünü atlayabilirsiniz.
[3] Yanlış anlaşılmasın, feminist ve sosyalist örgütlenmeler içinde seks işçisi kavramına sahip çıkan, savunanların sayısı hiç az değil. Ama sesleri nispeten zayıf çıkıyor.
[4] Seks endüstrisi üzerine çalışan sosyal bilimciler, “Fuhuş sektörü çalışanları” terimini de çok yetersiz buluyorlar. Çünkü sanal seks, çıplak modellik ve porno oyunculuğu, cinsel ilişkiye dayanmayan konsomasyon hizmetlerinin fuhuş içermese de seks işçiliği kapsamında olduğu ileri sürülüyor.