Değerli okurlarım, ŞİİRLİ CUMALAR diliyorum. Bu haftanın şairi İlhan Demiraslan, 1928- 1980 yılları arasında yaşamıştır.
Bu haftanın şairinin tanıtımına geçmeden önce bir bilgi notu eklemeyi gerekli görüyorum. Dört yılı aşkın bir süredir devam ettiğim ŞİİRLİ CUMALAR etkinliğinde tanıttığım tüm şairler daha önce az veya çok tanıdığım şairlerdi. Bu hafta tanıttığım şair İlhan Demiraslan’ın adını ise ilk kez duydum, ilk kez olarak şiirlerini okudum. İstanbul’un fethinin 500. Yıldönümü vesilesi ile Varlık Yayınları tarafından 1953 yılında basılan “İstanbul Şiirleri Antolojisi” adlı kitapta yer alan şiirleriyle tanıdım kendisini.
Çok tanındık, ünlü bir şairin mahlasla yazılmış şiirleridir diye düşündüm önce. Şiirlerdeki anlam ve müzik, yerin yedi kat altından çıkmaya çalışan masal kahramanının, Zümrüdüanka kuşuyla bütünleşmesini andırıyordu. Nasıl olurdu da tanımazdım bu kanatlı dizelerin yazarı, 52 yaşında, yaşamın baharında ölüvermiş bu büyük şairi. İnternette yaptığım küçük bir araştırma sonunda, İlhan Demirarslan’ı, uzun yıllar önce edebiyatımızın, değer bilmezliğimizin unutulmuşluk mezarlığına gömdüğümüzü anlamış oldum. Google’ın gayya kuyularını iğne ile kazsam da, birinci el kaynaklara dayanan güvenilir bilgilere ulaşabilmeyi başaramadım. ŞİİRLİ CUMALAR’ın bu haftasında elimdeki kısıtlı bilgilerle İlhan Demiraslan’ı sizlere tanıtmaya çalışacağım. Ama sizlere söz, unutulmuşluğa terk ettiğimiz bu şairimiz üzerinde çalışacak ve önümüzdeki aylarda onu hakkettiği şekilde, kapsamlı ve birinci el kaynaklara dayanarak tanıtacağım.
24 Ağustos 1928 tarihinde Çanakkale’nin Gelibolu ilçesinde dünyaya gelmiş İlhan Demiraslan, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirmiş ve iç hastalıkları uzmanlığını tamamlamış. Tunceli, Artvin, Tire’de görev yapmış, son görev yaptığı Trabzon’da ağırlaşan sağlık sorunları nedeniyle 1980 Kasım ayında ölmüştür.
İlhan Demiraslan’ın biri ölümünden sonra olmak üzere üç şiir kitabı basılmış: İncir Ağacı, Eller Ekmeğe Doğru ve Acının Uçları. Kolayca tahmin edebileceğiniz gibi kitapları piyasada bulunmuyor.
İstanbul Şiirleri Antolojisi adlı kitapta bulunan “Tophane Şiiri” adlı şiiri bu hafta için seçtim. Beğeneceğiniz umuyor; İlhan Demiraslan’ı, bu değerli meslektaşımı sizlere daha ayrıntılı olarak tanıtacağım yazımda buluşmayı diliyorum.
“Tophane dediğim bir uzun yol
İki yanı iki sıra meyhane
Yüz insan gördüm, yüzü̈ de başka
Benzetemedim birbirine.
Biri terlemiş ter kokuyor
Alacalı mendil sarmış başına
Biri kadın demiş bir akşam
Türlü̈ işler açmış başına.
Biri çingenedir keman çalar kahvede
Biri oyuncudur zilli maşa takınır
Biri Trabzon’dan gelmiştir
Durur bakınır.
Biri kaptandır poyraz yemiş yüzüne
Marangozdur, çıraktır, demircidir.
Biri keyfimin kahyasıdır
Biri bilmem necidir.
Biri şarkıcıdır Aile bahçesinde
İyi kızdır, namusludur.
Bir türkü söyler sarhoşluk üstüne
Gönlümüz olur.
Biri der ben vuruldum ölmedim
Hekim gelsin sarsın benim yaramı
Gidi kafirin sevdası
Can üzredir meramı.
Biri benim komşumdur
Geceleri erkek alır koynuna
Biri orospudur vaz geçmez
Günahı boynuna.
Yoldan geçenler daha başka
Bilmiyorum nereye gittiklerini.
Ama kör çalgıcıyı tanıyorum
Yahut terzi kızları, hizmetçileri.”
İncir Ağacı adlı kitabından.
KAYNAKLAR
- 1- İstanbul Şiirleri Antolojisi, Derleyen Ferhan Oğuzkan, Varlık Yayınları, 1953, İstanbul.
- 2- Ali Mustafa, Kıyı Dergisi, Sayı 8, 1986. (Not: Bu kaynağa dolaylı olarak internet üzerinden ulaştığımı belirtmek isterim.)
Nereden çıktı bu ŞİİRLİ CUMALAR diyenler, okuyunuz lütfen:
https://doganalpblog.wordpress.com/2014/…/05/siirli-cumalar/
ŞİİRLİ CUMALAR, Ortadoğu bataklığına itilmeye, nefret diline ve muhafazakar bir toplum olmaya karşı bir DURUŞdur.