Değerli okurlarım, hepinize ŞİİRLİ CUMALAR diliyorum. Bu hafta için seçtiğim şair François Villon, 1431- 1463 yılları arasında yaşamıştır.
Avrupa modern ve lirik şiirinin öncüsü, Fransa’nın en önemli ozanlarından biri olarak kabul edilir François Villon. Şiirleri ülkemizde kitap olarak basılmamıştır. Ülkemizde tanınmayışının, az bilinişinin sebebi şairin yetersizliğinden değil bizim şiirsiz bir toplum oluşumuzdandır.
François Villon’un çocuk yaşta babasını kaybettiği, bir papaz tarafından yetiştirildiği biliniyor. Sanat üzerine Paris’te üniversite eğitimi aldığı bilinse de yaşamıyla ilgili olan kayıtların tamamına yakını mahkeme kayıtlarından oluşuyor. 24 yaşında bir “kadın meselesi” yüzünden bir kavgaya karışır. Bir kişiyi bıçaklayarak öldürür. Önce mahkûm olur, kral tarafından affedilir ama adı bu kez büyük bir hırsızlık olayına karışır. Paris’i terk eder, yasa dışı bir çeteyi yönetmekle suçlanır. Cezaevinde geçirdiği sürelerde en önemli yapıtlarını yazar. Başyapıtı olarak değerlendirilebilecek şiiri, 2000 dizelik Vasiyetname’dir. Villon’dan 1463 yılından sonra bilgi alınamaz. Ucuz bir lokantada, nemli bir hücrede veya bir sokak kavgasında ölmüş olduğu söylenebilir.
François Villon, yaşadığı şiddet iklimini şiirlerine aktarmış, gizlenmiş nükteler, sırlar, sokak jargonu şiirlerine, yazdığı balatlara serpilmiştir. Ortaçağ’ın aşk ve şövalye kahramanlığı temalı balat türündeki geleneksel lirik metinlerine suçluları, fahişeleri, avukatları ve sokaktaki insanları katmış, çağdaş şiirin yolunu açmıştır.
Bu haftanın şiiri olarak seçtiğim Asılmışlar Baladı’nı idam edilmeyi beklediği sırada yazar. Villon bu şiirinde “Kanun namına” öldürülenlerin sesini yaşayanlara çok etkili bir biçimde duyurmuştur. Hiç şüphesiz, Avrupa’nın Ortaçağ’dan Aydınlanma Çağı’na sıçrayışında, ölüm cezası ve işkencenin kaldırılmasında Villon ve ardıllarının etkili bir rolü vardır. Villon şiirinin Rönesans’ın Fransa’daki habercisi olduğunu iddia etmek de hatalı olmaz. François Villon’dan beş asır sonra, ülkemizde işkenceyi ve ölüm cezasını savunan şiirsizlere ithaf olunur.
“ASILMIŞLARIN BALADI
Olmayın bu kadar katı yürekli,
Ey dünyada kalan insan kardeşler;
Allah da sizden razı olur belki
Sizler acırsanız bizlere eğer;
Şurada asılmışız üçer beşer;
Kuş tüyüyle beslenen şu bedene
Bir bakın, dağılmada günden güne;
Bakın kül olan kemiklerimize;
Gülmeyin, dostlar, bu hale düşene;
Tanrıdan mağrifet dileyin bize.
Kanun namına öldürüldük diye
Hor görmeyin bizleri, kardeş bilin;
Dünyada herkes akıllı olmaz ya,
Biz de böyle olmuşuz n’eyleyelim,
Madem alnımıza yazılmış ölüm,
İsa Peygambere dua edin de
Yanmak cehennem ateşlerinde
Esirgesin bizi, acısın bize.
Etmeyin, işte ölmüşüz bir kere;
Tanrıdan mağrifet dileyin bize.
Görmedik bir gün olsun rahat yüzü;
Yağmur sularında yıkandık yunduk;
Kurda, kuşa yedirdik kaşı gözü;
Gün ışıklarında karardık, yandık;
Kuş gagalarıyla kalbura döndük;
Durmadan kâh şu yana, kâh bu yana
Esen rüzgârla sallana sallana…
Kargalar geldi kondu üstümüze.
Sakın siz katılmayın bu kervana.
Tanrıdan mağrifet dileyin bize.
Büyük İsa, cümlenin efendisi!
Cehennem ateşinden koru bizi;
Koru bizi, acı da halimize.
Dostlar, görüyorsunuz halimizi;
Tanrıdan mağrifet dileyin bize.”
Çeviri: Orhan Veli Kanık
KAYNAKLAR
1-Halil Gökhan (editör), Dünyanın En Güzel Yüz Şiiri, Kafekültür Yayıncılık, 2015. Vikipedi
2-Mustafa Kol, Ortaçağda Lirik ve Modern Bir Şair: François Villon, Cyprus International University Folklor ve Edebiyat Dergisi, cilt:20, sayı:77, 2014/1
3- Wikipedia
Nereden çıktı bu ŞİİRLİ CUMALAR diyenler, okuyunuz lütfen:
https://doganalpblog.wordpress.com/2014/…/05/siirli-cumalar/
ŞİİRLİ CUMALAR, Ortadoğu bataklığına itilmeye, nefret diline ve muhafazakâr bir toplum olmaya karşı bir DURUŞdur.
ŞİİRLİ CUMALAR adının kaynak gösterilmeden kullanılmaması rica olunur.
Yazıda kullanılan tüm görseller Wikipedia’da François Villon maddesinden (Fransızca) alınmıştır.
Reblogged this on Doğan Alpaslan Demir.
BeğenBeğen