Değerli okurlarım, hepinize ŞİİRLİ CUMALAR diliyorum. Bu hafta için seçtiğim şair Sait Maden, 1931- 2013 yılları arasında yaşamıştır. Şairliğinin yanı sıra çevirmen, yayıncı, ressam, fotoğraf sanatçısı ve grafik tasarımcısı olarak tanınmıştır. Sosyal medyada şiirleri en çok istismar edilen şairlerimizden biridir.
Sait Maden Çorum’da doğmuş, ilk ve orta öğrenimini de bu kentte tamamlamıştır. Gençlik yıllarında İstanbul’a gelmiş, 1949- 1955 yılları arasında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde eğitim görmüş ve mezun olmuştur. Sait Maden öğrenciliği döneminden başlamak üzere grafik sanatlarına ilgi duymuş; tiyatro dekorları, sinema ve siyasi parti afişleri, sekiz bin kadar kitap ve dergi kapağı hazırlamıştır. 1958- 1963 yılları arasında gazetecilik yapmış, 1964 yılında kendi atölyesini kurmuştur. Yaptığı çeviriler pek çok dünya şairini ülkemiz okurlarına tanıtmıştır.
Sait Maden şiir yazmaya 13 yaşında Çorum’da başlamıştır. İlk şiirleri Yedigün dergisinde daha sonraları Türkçe, Soyut, Yazko Edebiyat, Somut, Varlık, Adam Sanat, Gösteri dergilerinde yayınlanmıştır. İlk şiirleri Ahmet Haşim ve Yahya Kemal etkisiyle aruzla yazılmış şiirlerdir. 1950 sonrasında Orhan Veli, Melih Cevdet, Oktay Rıfat şiirleriyle tanışır. Garip ve toplumcu gerçekçi türlerinde şiirler yazar. 1960 yılında kendi deyişiyle “arkama dönüp baktığımda her şeyin bir kocaman sıfır olduğunu gördüm” der ve şiire yeniden başlar. Bir yandan da dünya şairlerini kendi dillerinde okuyabilmek için dil öğrenimine başlar. Edgar Allen Poe için İngilizce, Federico García Lorca için İspanyolca, Mayakovski için Rusça öğrenir. Cemal Süreyya 1976 yılında Politika gazetesinde Sait Maden için “Fransızca öğretmeni Baudelaire’di” diye yazar.
Sait Maden 1960 sonrası yazdığı şiirlerini dört kitapta toplamıştır: Açıl Ey Gizem, Yol Yazıları, Hiçlemeler, Şiirin Dip Sularında.
Sait Maden’le bir röportaj yapan Nurduran Duman’ın “Niçin kitaplarınızı yayınlamak için bu kadar uzun süre (35 yıl) beklediniz?” sorusuna şairin yanıtı çarpıcıdır:
“Yazdığım her şiiri üç yıl, beş yıl, on yıl salamuraya yatırdım; ilk yazdığım zamanki tadı alabilir miyim diye. Kimi şiirler bu uzun süreye dayandılar, kimileri dayanamadılar: dil açısından, etkileyicilik açısından ya da başka bakımlardan. Bu ikincileri defterden sildim. Arkasından başka bir uğraş başladı. Şu: bu kendini kurtarmış şiirleri hangi bağlamda, hangi düzlemde, aralarındaki hangi ilişkilerden dolayı bir araya getirecektim? Bir yapıt, bir mimarlık ürünü gibi somut bir bütünlük göstermesi gereken yaratıdır. Nasıl Süleymaniye Camii’nin bir tek taşını yerinden oynatamıyorsak, bir şiir kitabındaki herhangi bir parçayı da bulunduğu yerden alıp başka bir yere koymamalıyız. Yoksa o yapı çöker. İşte bu anlayışla yıllar yılı her bir şiirim için kendine uygun, bütünü sarsmayacak, bütüne de destek olacak bir yer aradım. Bu da çok doğal olarak uzun yıllar sürdü.”
Sait Maden hakkında Fethi Naci “Şiir emekçisi”, Cemal Süreya “Şık derviş, diller arası bir adam”, Şükran Kurdakul “Bulunmaz şiir tutkunu”, Turgay Gönenç “ Şiir simyacısı”, Mehmet Fuat “Dili bir kuyumcu gibi işledi”, Doğan Hızlan ise “Dünya şiirinin Atlas’ı” demiştir.
Sait Maden üzerine bir portre yazan Haydar Ergülen onu bir “şiir dervişi” olarak tanımlar. Ergülen şair için şunları yazıyor.
“Birkaç yıl önce bir portre yazmıştım Sait Maden için ‘Yüzlerce’ başlıklı portre dizim için. Adına da ‘Bir Şiir Dervişi: Sait Maden’ demiştim. 50 civarında yazar, şair, sanatçı portresi yazdım, yazmayı sürdürüyorum. Bunların bir bölümü artık aramızda olmayanlar. Aramızda olanlardan yalnızca Sait Maden’le gidip görüşmüştüm. Çünkü ziyadesiyle merak ediyordum kendisini de.
Görüşmeye gitmeden önce bir ‘şiir dervişi’ olduğunu düşünüyordum, görüştükten sonra da böyle düşündüğüme sevindim. Dervişlikte gizlilik de vardır, daha doğrusu sır vardır, Sait Maden şiirinde de böyle bir ‘gizli ustalık’ vardır, fakat öylesine gizlenmiştir ki, bunu anlamak için yalnızca şiirine değil, diğer uğraşlarına da yaşamına da eğilmek, bakmak gerekir.
Şiirinin bir dip suyu olarak akıp gideceğini, derinden ve usul akışını hep sürdüreceğini, okuyanı, okur olsun şair olsun etkileyeceğini düşünüyorum. O her ne kadar yaşamını ve uğraşını nerdeyse eşit gibi görünen ilgilere paylaştırmışsa da, evet Türkiye’de grafik sanatının ustalarındandır, Fransız ve İspanyol şiirinin büyük isimlerini onun çevirilerinden okuduk, özellikle artık yeryüzünde en sevdiğim şair ilan ettiğim Lorca’yı çevirdiği için iki kez teşekkür borçluyum ona, ama bütün bunlardan önce şairdir, iyi bir şairdir. Ve şairler başka ne iş yaparlarsa yapsınlar, sözgelimi tiyatro oyuncusu olsalar, romancı olsalar da şair olarak anılmak isterler.
Sait Maden: Baştan sona, tepeden tırnağa şairdir.”
Sait Maden’in ölümünden kısa bir süre sonra Cumhuriyet gazetesi Kitap ekinde şairi tanıtan Celal Üster şunları yazıyor.
“Sait Maden slogancı şiirin dışında, şiirinin gerçek başkaldırısının doyumsuz örneklerini sunuyor. Resimle iç içe yaşaması da şiirini sesle renk arasında gelgitlere taşıyor.”
Sosyal medyada dönemler ve dalgalar halinde Sait Maden’in şiirleri yoğun olarak paylaşılıyor. Üzülerek söylemek zorundayım ki Sait Maden şiirlerini paylaşanların neredeyse hepsi bu şiirleri bir başka sosyal medya kullanıcısından ya da “kerameti kendinden menkul” internet sitelerinden alıyorlar. Sosyal medya kullanıcılarına şunu bir kez daha hatırlatmak zorundayım. Sosyal medyada Sait Maden’e aitmiş gibi paylaşılan birçok şiir “tağşiş” edilmiş ya da tümden uydurmadır. Sait Maden’in çevirdiği bazı şiirler şairin kendi şiiriymiş gibi paylaşılmış, şiirlerde sözcük, dize vb. değişiklikler yapılmış, uydurulan bazı şiirler Sait Maden’in şiiriymiş gibi yayınlamaktan utanılmamıştır. Ayrıca, bir şiirinin içinden çekip aldıkları bir dizeyi, angaje olduğu siyasi görüşün onayıymış gibi yayınlayanların ne tür bir dolandırıcılık kapsamına alınması gerektiğine karar vermekte güçlük çekiyorum. Bu yazı vesilesi ile sosyal medya ortamında paylaşılan ve alındığı kaynak kitap gösterilmeyen şiirleri okumamaya ve beğenmemeye davet ediyorum sizleri. Dilerim bu çabamız işe yarar.
Sait Maden’in edebiyatımızın çok değerli ve özgün şairlerinden birisi olduğuna hiç şüphe yok. Umarım şiirleri yeniden ve yeniden basılır; metroda, otobüste Sait Maden şiir kitapları okunur, sevilen şiirleri kurşun kalemle işaretlenir, doğum günlerinde Sait Maden kitapları hediye edilir. Hayali bile güzel…

Bu hafta “Şiirli Cumalar” için Sait Maden’in elimde olan üç şiir kitabından birer şiir paylaşıyorum. Beğeneceğinizi umuyorum.
- Kitap: Açıl, Ey Gizem
KAVZA
Kıramazsın elinle
acıyı. Bir taşla kır.
Yar kabuğu. Gör nice
kara tohum fışkırır.
Yitirme bir tekini,
yüreğine serp. O an
boy verecek içinde
gör ne derin bir orman.
- Kitap: Yol Yazıları
YAZ SONU
Geceyi çok sevdik. Ağaçları da.
Karanlığı ören kırlangıçları.
Gülüşünü. Mavi şırıltılarla
omuzundan akan saydam giysiyi.
Geceyi çok sevdik. Ve sessizliği.
Böğürtlen topladım sana yol boyu.
Ne güzel eylüldü yıldız içinde,
elimi dikenler kanatıyordu!
- Kitap: Hiçlemeler
KÖPRÜ
Acının hırkasını bir Fuzuli bir Yunus giydi,
bir de sizin ruhunuz giydi.
Bir de sizin ruhunuz: yüzyılların o binek taşı,
ıssız mezarlığın tek taşı.
Siz, düşlerin sallanan boş beşiği bakışlarında,
sabır kağnılarının çiğnediği bakışlarında.
Ölümü gömlek gibi sırtında taşıyan kimi,
ölüme ekmeğini banarak yaşayan kimi.
İki çağ arasında gerilmiş bir köprünün
varmayanlar farkına. Devrilmiş bir köprünün
bir başında öylece kalakalmışlar,
hiç sözü edilmez bir masala kalmışlar.
KAYNAKLAR
1- Sait Maden, Bütün Şiirler, 1, Açıl, Ey Gizem, Çekirdek yayınlar, 1996.
2- Sait Maden, Bütün Şiirler, 2, Yol Yazıları, Çekirdek Yayınlar, 1997.
3- Sait Maden, Bütün Şiirler, 3, Hiçlemeler, Çekirdek Yayınlar, 1997.
4- Nurduran Duman, Çağımızda Söz’ün Büyüsü Yok Oldu, Kutsallığı Yitti, Sait Maden ile röportaj, Yasakmeyve Dergisi, Ocak-Şubat 2007.
5- Ömer Şahin Keyif, Sait Maden hayatını kaybetti, Akşam Gazetesi, 19 Haziran 2013.
6- Celal Üster, Şiirin resmi, resmin şiiri, Cumhuriyet Kitap eki, sayı 1219, 27 Haziran 2013.
7- Vikipedi.
Nereden çıktı bu ŞİİRLİ CUMALAR diyenler, okuyunuz lütfen:
https://doganalpblog.wordpress.com/2014/…/05/siirli-cumalar/
ŞİİRLİ CUMALAR, Ortadoğu bataklığına itilmeye, nefret diline ve muhafazakâr bir toplum olmaya karşı bir DURUŞdur.
Proje adının kaynak gösterilmeden kullanılmaması rica olunur.
Sayın Doğan Alpaslan Demir bey,
Öncelikle bu değerli emeğinize sağlık. Doğru kaynaklardan bizleri bilgilendirerek şair ve şiir tanıtımları yaptığınız için çok teşekkür ederim.
Saygılarımla.
BeğenLiked by 1 kişi