Kargoyla gelen bir kitap kolisini açmanın mutluluğu nasıldır bilir misiniz? Eşsizdir, benzer bir duyguyu çok ender tadarsınız, tabii okumayı seviyorsanız. Okumayanlar, okumayı sevmeyenler bu satırları da okumuyorlar nasılsa.

Fotoğrafı dün gelen kitap kolisini açtıktan hemen sonra çektim. Önce sosyal medyada paylaşıp paylaşmamakta tereddüt ettim. Çünkü eminim, kitapların adlarına, konularına ve yazarlarına bakarak siyasi çizgim, edebi beğenilerim vb. konularda feci ve tümden hatalı yorumlar yapanlar olacaktır. Sonra “artık alışmam gerek” diyerek paylaşma kararı aldım. Kitap seçimlerim, bu günlerde hangi alanlarda çalıştığım üzerine kısmen ve kabaca bilgi verebilir ama siyasi duruşumu açıklamaz!
Kitaplarım tam zamanında geldi, böylece yarın sosyal medyaya hiç uğramadan kitaplara gömüleceğim. Gerçi günde 4-8 saat kitap okuduğum için büyük bir değişiklik olmayacak ama yarın benim için sosyal medya kullanımının “cıss” günlerinden biri. Yarın sabah 30 Ağustos’la ilgili paylaşımlar sosyal medyayı saracak. Eminim bazılarınız “e ne var bunda, iyi ya işte” diyeceksiniz ama vaziyet öyle değil. Paylaşımların çok büyük çoğunluğu tarihsel gerçeklere, belgelere dayanmayan, tümden veya kısmen hayali, kaynak göstermeden ve başka sayfalardan araklanmış uydurmasyonlardan oluşacak. Ortalık malumatfuruşların akıllara ziyan yorumlarından geçilmeyecek. Görmek isterdim, mesela Şevket Süreyya Aydemir’in İkinci Adam veya Dido Sotiriyu’nun “Benden Selam Söyle Anadolu’ya” kitabından okunan bir bölümü özetleyen ve altına alınan kaynağın, sayfasının yazıldığı mesajları! Tamamen reklam geliri amacıyla kurulmuş, hiçbir tarih bilincine, bilgisine dayanmayan “Atatürkçü” Facebook sayfaları milli duyguları, Atatürk sevgisini istismar eden 2-3 cümleden oluşan, bol görselle süslenmiş paylaşımlar yapacaklar. Atatürk üzerinden iktidar aygıtlarının bilinçli ürettiği kirli bilgiler, trollerce sosyal medya dünyasına sızacaklar. Sizin anlayacağınız, yarın akıl ve ruh sağlığımı korumak için sosyal medyaya uğramayıp kitaplarıma gömüleceğim.
Bazıları “madem öyle siz doğrusunu yazın da okuyalım” diyecekler. Yazdım, yazıyorum aralıksız, her konuya yetişemem kuşkusuz, bilgim de yetmez her alana! Okuyun, daha çok okuyun, arada yazılarımı yayımladığım bu siteye uğrayın, abone olun mesela. Bir tarih bilinci geliştirmenin en önemli araçlarının başında kitaplar ve usulünce yazılmış makaleler gelir. Okumaya son sayfalardan başlayın, sağlam bir kaynakça yoksa bir tarih kitabında, doğruca geri dönüşüme gönderin gitsin.
Hep dediğim gibi: Güzel okuyun!
Kargodan gelen kitaplar çok güzel oluyor. Önüne diziyorsun, hangisinden başlayacağını şaşıyorsun. Önce birini karıştırıp rastgele bir sayfadan bir paragraf okuyorsun. Sonra diğeri. En sonunda birine başlıyorsun. Gözün diğerlerinde oluyor.
BeğenLiked by 1 kişi
Evet kitaplardan siyasi görüş çıkarılabilir. Sosyal medyada beğendiğiniz gönderilerden de. Ama ben asıl görüşünüzü “kitap okuyun
BeğenBeğen
Evet kitap seçimlerinden siyasi görüş tahmin edilebilir. Yine şirketler bütün eğilimlerimizi belirlemek için sosyal medyada beğendiğimiz gönderileri, beğenmeye korktuğumuz ama fare imlecimiz ile üzerinde zaman geçirdiğimiz gönderilerimizi kullanabiliyorlar. Ama siyasi görüşünüzü asıl “kitap okuyun” önerinizden çıkardım. 😃
BeğenLiked by 1 kişi
👋Alpaslan.Bayramın kutlu olsun öncelikle.Fazla okumayan biri olarak şans eseri Dido’yu okumuştum yıllar önce.Anadolu halkına yapılanları güzel anlatmıştı.Emperyalizmin insanlara verdiği acıyı hepimiz biliyor ve de hatta yaşıyoruz.Ama birşey de yapamıyoruz işin kötüsü.Esen kal.
iPhone’umdan gönderildi
Doğan Alpaslan Demir şunları yazdı (29 Ağu 2019 20:13):
> >
BeğenBeğen