COVID-19: KORONAVİRÜS YAZI DİZİSİ İÇİN KISA BİR NOT

Koronavirüs (COVID-19) yazı dizisi: 7. Bölüm

“Ülkecek” farklı bir halet-i ruhiye içinde olduğumuzu düşünüyorum. Bilimsel adı SARS- CoV-2 olan virüsün sebep olduğu COVID-19 adı verilen salgın hastalık, dünyanın pek çok ülkesinin sosyal medyasında tartışılıyor. Vaka ve ölüm sayısının yüksek olduğu İtalya ve Güney Kore’de tartışmalara korku ve panik daha fazla hakim olmuş durumda. ABD halkı sakin sayılabilir, Başkan Trump bilim insanlarının “pandemi tehlikesi” açıklamalarına karşı çıkıyor, ortada bu kadar yaygara edilecek bir sorun olmadığını iddia ediyor ve bu iddiasını önsezilerine dayandırdığını söyleyebiliyor. ABD halkının %63’ü COVID-19 salgınının tehlikeli olmadığına inanıyor. Eh, başkanına bak ülkesini al… Ginsberg boşuna yazmamış Amerika şiirini:

Amerika her şeyimi verdim sana, şimdi bir hiçim.  

Avrupa ülkelerinin pek çoğunun sosyal medya paylaşımlarına baktığımızda, azımsanmayacak kadar çok kişinin bilim insanlarının uyarılarını ciddiye aldığını ve kendi ülkelerindeki siyasetçilerin krizi daha iyi yönetmesini isteyen taleplerini görüyoruz. Örneğin, sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi, teşhise yönelik test merkezlerinin ve yapılan test sayısının arttırılması, ekonomik sorunlar yaşayan küçük işletmelerin ve işsiz kalanların desteklenmesi isteniyor. Bu arada şunu da söylemek zorundayım: Dünyanın pek çok ülkesinde, hastalığa kelle paça çorbası tavsiye edenlerin bilim insanı olarak kabul edilmediklerini, kazara bir akademik titre sahip olsalar bile insan sağlığını tehdit edebilecek açıklamalar yapınca gereğinin yapıldığını söylemeliyim.

“Ülkecek” farklı bir halet-i ruhiye içinde olduğumuzu düşünmemin sebebi de “okumuşların” kara cehaletine ait örneklere giderek daha fazla rastlanması. Ülkemiz sosyal medyasına ve geleneksel medyasına baktığımda dünyada benzeri olduğunu sanmadığım bir tabloyu şaşkınlıkla izliyorum. Akademik unvanlı, popüler isimlere sahip, kibirleri bilgilerinden fazla, kendini geliştirmemiş, siyasi duruş ve bilinçten, bilimsel yöntemlerden ve öngörüden yoksun bazı öğretim üyelerinin televizyon ekranlarındaki bilim dışı iddialarını dehşete kapılarak izliyor ve elimden yazmaktan başka bir şey gelmediği için kahroluyorum. Basit bir örnek; bir süredir “tıbbın dahi çocuğu” gibi görülen popüler bir akademisyen, çıktığı televizyon yayınında, yazdığı popüler makalelerde SARS- CoV-2 virüs reseptörlerinin özellikle sarı ırkı hedef aldığını, Türklerin ise genetik özellikleri sebebiyle bu salgından daha az etkileneceğini söyledi/yazdı. Bunları söylerken tıbbi, bilimsel bir terminoloji kullandığı için söylediklerinden kimse kuşku duymadı. Oysa virüsün belli bir ırkı daha çok etkilediğine dair ilk araştırma sonuçları menfi olarak sonuçlandı. Haddizatında böyle bir bilginin açıklanması sadece tıbbi disiplinlerin sorumluluğunda olamaz, olmamalıdır. Neyse, uzatmayacağım. Kelle paçacı profesörü yazmaya bile değer bulmuyorum.

Bir yandan akıl dışı komplo teorileriyle bezenmiş ürkütücü senaryolar öte yandan da inanılması güç bir rahatlık, umursamazlık, korkularını kaba bir mizaha vuran, kaderine razı olmuş bir ruh hali egemen olmuş topluma. Uzman astrolog olduğunu, Harvard üniversitesinde astroloji eğitimi aldığını iddia eden biri çıkıp bu salgının Satürn ve Pluto’nun 33 yılda bir olan buluşmasından kaynaklandığını söylüyor ve daha vahimi binlerce insan buna inanıyor. 36 yıllık bir hekim, toplumbilimle yakından haşır neşir olmuş bir yazar olarak anlamakta güçlük çektiğimi itiraf ediyorum.

4 Şubat 2020 tarihinde SARS- CoV-2 virüsünün sebep olduğu COVID-19 hastalığı üzerine bir yazı dizisine başladım. Yazı dizisinin ilk altı bölümünde salgının tıbbi yanından çok tarihsel, kültürel, sosyal, ekonomik hatta siyasal kodlarını sizlere sunmaya çalıştım. En son 6. bölümü yayımladım. Altıncı bölümde COVID-19 salgınının küresel düzeyde sebep olduğu ekonomik sarsıntı boyutunu ve yaklaşan resesyon tehdidini yazdım. Pandeminin dünyada ve ülkemizde nasıl geliştiğine bakarak yazmayı sürdüreceğim, sizler okuduğunuz sürece.

COVID-19 salgını ve bu yazı dizisine yönelik düşüncelerinizi dilerseniz yazabilirsiniz. Tümüne cevap veremesem bile hepsini dikkatle okuyacağımı bilmenizi isterim. Mesajlarınızı doganalpdemir@gmail.com mail adresine veya telegramda @doganalpdemir kullanıcı adına gönderebilirsiniz. Telegram kullanıyorsanız https://t.me/doganalpaslan kanalıma abone olarak yazılarım yayınlanır yayınlanmaz bilgi sahibi olabilirsiniz. Yazılarımı yayımladığım www.doganalpdemir.com sitesine e-posta abonesi olmak da seçenekleriniz arasında.

Hep dediğim gibi, güzel okuyun.

COVID-19: KORONAVİRÜS YAZI DİZİSİ İÇİN KISA BİR NOT” üzerine 2 yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s