Tıbbi maskeler yaşamımızın içine apansız girdi. Şimdiye kadar maskeyi hekimlerden, hastanelerdeki bazı hastalardan ve peçe takanlar dışında görmüyorduk.  Kültürümüzde olmadığı gibi kıyafet geleneklerimizde de maske kullanımı yaygın değildi. Ülkemizde bazı sektörlerde çalışanlar dışında korunma amaçlı maske kullanımından söz edilemez. Oysa uzak doğu ülkelerinde eskiden beri özellikle kış aylarında maske kullanımının oldukça yaygın olduğu biliniyor. 

Tüm dünyada tıbbi maskelerin hayatımızın orta yerine girmesiyle kimileri oldukça yaratıcı maske fikirleri ve uygulamalarına tanık oluyoruz: Arabaların dikiz aynalarında nazar boncuklarının yerini aldı mesela. Sütyeni ikiye bölüp maske yapanlar, altından imal edilen maskeler, evcil hayvanlara ve çizgi roman kahramanlarına giydirilen maskeler… Maskeleri çenesinin altına veya burun açıkta kullananları da unutmayalım. Üzerinde maske dışında giysi olmayan kadınların seks ticaretinde fantezi amaçlı olarak kullanıldığını da bilmenizi isterim. Aksesuar olarak kullanmak üzere üretilen veya el bileğine takılan maskeleri de hatırlatmak isterim. 

COVID-19 pandemisi üzerine yazdığım yazı dizisinde 19. bölümü yayımladım. Son 2 bölümde ağırlıklı olarak maskelerin bir tıbbi atık olmasından kaynaklanan sorunları yazdım, okuyanlar öğrendi. Sokaklara, otobüslere, parklara, piknik alanlarına, otoparklara ve hatta ev çöplerine atılan maskeler, küresel düzeyde  tehlike  yaratmaya aday durumdalar. Okumadıysanız, “COVID-19: “Dehanın sınırları olabilir ama aptallığın sınır sorunu yoktur” başlıklı, aşağıda linkini verdiğim yazımı okumanızı öneririm. 

https://doganalpdemir.com/2020/07/14/covid-19dehanin-sinirlari-olabilir-ama-aptalligin-sinir-sorunu-yoktur/

Tıbbi atık olarak maskeler ve maske kullanılmasından kaynaklanan diğer sorunlar konusunda yazmaya, uyarmaya devam edeceğim. Bu konuda bize ne sorumluluklar düştüğünü, nasıl bir kör rehavet içinde olduğumuzu örnekleriyle ve bilimsel delilleriyle yazacağım. 

Olabildiğince aksatmadan her gün evimin yakınlarındaki nispeten trafikten uzak sokaklarda ve parklarda yürümeye çalışıyorum. Temmuz başından itibaren bu yürüyüşlerde gördüğüm atık maskeleri fotoğraflamaya başladım. Bu fotoğraflar için, yedekte tuttuğum ikinci internet sitemde bir sayfa oluşturdum. Önümüzdeki günlerde bu sayfaya yeni fotoğraflar/atık maskeler ekleyeceğim. Sayfaya bir göz atmanızı diliyorum. Eğer fotoğraf çekme merakınız varsa ve atık maskelere ait fotoğraflar çekerseniz bana gönderin. (E posta adresi doganalpdemir@gmail.com veya Telegram kullanıyorsanız @doganalpdemir kullanıcı adına gönderebilirsiniz. Messenger mesajlarını okumadığım için sadece yukarıdaki adresler muteberdir.) Bana ulaşan fotoğrafları elimden geldiğince aşağıdaki internet sayfasında sizin adınızı vererek yayımlayacağım. Fotoğrafın çekildiği tarihi, çektiğiniz il ve ilçeyi yazmanız yeterli. 

Atık maske görsellerine ait link:

 https://drdemirdogan.blogspot.com/2020/07/pandemide-atk-maske-gorselleri.html

Artık her yazımda kalın harflerle yazacağım, yeniden yazıyorum: Bu salgın bir pandemidir, yani küreseldir. Herhangi bir ulus devletin pandemiye ilişkin olarak yayımladığı sayılara bakarak o ulus devlet için tedbirlerde “normalleşmeye” gidilemez. Virüslerin pasaport kullanmak gibi bir huyları yoktur. Dünya nüfusunun en az % 60’ı aşılanana kadar bölgesel olarak tedbirlerin gevşetilmesi asla kabul edilemez. Maske takacağız, fiziksel mesafeyi koruyacağız ve küresel boyutta siyasi merciler tarafından alınan kararların sanayicilerin, holdinglerin vb. çıkar gruplarının istediği gibi değil, “bağımsız” bilim insanlarının önerileri doğrultusunda karar almaları için uğraşacağız. Yoksa yokuz.