Değerli dostlar, hepinize ŞİİRLİ CUMALAR diliyorum. Bu hafta için seçtiğim şair Mirza Elekber Sabir, 1862-1911 yılları arasında yaşamıştır. Azerbaycan edebiyatının en önemli şairlerinden biri olup satirik (mizahi, hiciv) şiirin en büyük temsilcisidir.
Azerbaycan’ın Şamahı şehrinde dünyaya gelmiştir. Babası Hacı Meşhedî Zeynelabidin küçük bir dükkân işletme olup sofu, dindar bir aileden gelmektedir. Babası tüccar olmasını istiyordu ve sekiz yaşında temel eğitim almak üzere Mollahane’ye gönderildi. 12 yaşında ünlü Azerbaycan şairi Seyid Azim Şirvânî’nin açtığı okula başladı. Bu okulda Azerbaycan Türkçesi, Farsça, Arapça, Rusça, tabiat bilgisi, tarih, coğrafya, hesap, şeriat ve klasik edebiyat dersleri aldı. Genç Sabir’in şiire yatkınlığını fark eden hocası Şirvani onunla özel olarak ilgilenmeye başlamış, ona Sadi’nin Gülistan şiirlerini çevirttirmiştir. Şirvani İlk şiirlerini yazmaya başlayan Sabir’i teşvik eder, şiirlerinin tashihine yardımcı olur. Ancak Sabir’in eğitimi sadece iki yıl sürer, kendisine dükkânda yardım etmesini isteyen babası tarafından okuldan alınır. Oysa Sabir dükkânda sıkılıyor, gizli gizli şiir yazmaktadır. 21 yaşına gelince yaşadığı Şamahı kentini terk edip kutsal yerleri görme bahanesiyle yola çıkar. Horasan, Nişabur, Semerkand ve Buhara gibi döneminin kültür merkezlerini gezer. Birkaç yıl sonra babasının ölüm haberini alarak Şamahı’ya geri dönmek zorunda kalmıştır. Ailenin geçiminin sağlanması onun omuzlarına yüklenmiştir. Babasından kalan dükkânı işletmeye çalıştıysa da beceremez, kuyruk yağından sabun yapıp satmaya başlar. Akrabalarından Billûrnisa adlı bir kızla evlenir ve on beş yıl içinde sekiz kız ve bir erkek çocuğu olur. Yaşamı boyunca geçim sıkıntısı peşini bırakmaz Sabir’in. 1907 yılında eğitim alanında çalışmaya karar verir. Bakü Valiliğinin açtığı öğretmenlik sınavını kazanır ve bir süre öğretmenlik yapar. 1910 yılında yakalandığı karaciğer hastalığından dolayı öğretmenliği bırakmak zorunda kalır ve Bakü’den Şamahı’ya geri döner. 1911 yılının temmuz ayında, yaratıcılığının zirvesinde 49 yaşında hayata veda eder.
20. yüzyılın başlarına kadar Sabir’in şair yönü ortaya çıkmamış, yazdığı gazel ve kasideler hiçbir yerde yayınlanmamıştır. İlk şiiri Tiflis’te çıkarılan Şark-ı Rus gazetesinde 1903 yılında yayınlanır. Bu tarihten sonra gazel, kaside ve mesnevi kalıplarının dışında şiirler yazmaya başlar. Giderek toplumsal sorunlar, sosyal adaletsizlik, eşitsizlik, din adamlarının cahilliği, yöneticilerin zalimliği üzerine şiirler yazar. 1905 yılında Molla Nasreddin adlı dergide yazmaya başlar. Bu dergide yazdıkları ile Azerbaycan edebiyatının satirik (mizahi, hiciv) şiirinin doğmasına öncülük eder. Adını Nasreddin Hoca’dan alan Molla Nasreddin dergisinde yazdığı şiirleri ile toplumun aydınlanması ve cehaletle mücadele üzerine kurar şiirlerini. Özellikle dini dogmaları hicveden şiirleri öne çıkar. Bu türün güzel örneklerinden biri beceriksizliği nedeniyle hastalarının ölümüne sebep olan bir hekimi hicvettiği Azrail’in İstifası adlı şiiridir.
“Azrail arz ederek dedi ki: Ey Rabbü’l- alemin,
Bir tabip, işte, bu yıl kullarını kırdı tamam.
Ben edince hele bir ölmeli hastayı helak,
O alır ölmemeli bin neferin canını pak.
Verdiğin canları bin-bin ki bu zalim alacak,
Peki, kul diye, yahu sana burada kim kalacak?
Bırak alayım canını, başlatayım mahşerini,
Yoksa, billah, kıracak kullarının ekserini.
Bu temennimi kabul eylemez olsan hâlâ,
Kerem et, ta evvelinden vereyim istifa.
Başka bir hizmete koyarak beni kıl minnettar,
Azrail olmayı ver işbu tabibe zinhar.”
Mirza Elekber Sabir dinsel bağnazlığa ve gericiliğe karşı çıkışın bir abidesidir. İlber Ortaylı’nın iddiasına göre göre İslam dünyasında halkın topladığı bağışlar ile heykeli dikilen ilk kişidir. Önemli Azeri yazarların Sabir hakkındaki görüşleri oldukça çarpıcıdır. Feridun Köçerli: “Güldüre güldüre ağlatan, ağlata ağlata güldüren sanatçı” diye tanımlarken, Ahmed Caferoğlu: “Toplumsal eleştiri görevini öncüllerinden ve ardıllarından kat kat üstün ve tesirli yazmış kalem ehli” olarak tanıtmıştır Sabir’i.
Şairin hayatı boyunca yokluk ve yoksulluk çekmesi, erken yaşta hastalanarak ölümü nedeniyle şiirlerini kitap haline getirmesi mümkün olamamıştır. Şiirlerinde sıklıkla kullandığı “Hophop” mahlasından ötürü arkadaşları tarafından ölümünden bir yıl sonra yayınlanan şiir kitabına Hophopname adı verilmiştir. 1950- 1983 yılları arasında Hophopname Rusçaya çevrilmiş ve Rus okurlar tarafından çok beğenilmiştir. Fars, Tacik ve Ermeni dillerine de çevrilen eser 1977 yılında İngilizce olarak ABD’de yayınlanmıştır.
Mirza Elekber Sabir’in bu hafta için seçtiğim “Korkuram” başlıklı şiirini dikkatle okumanızı, “korkusuz” şairin korkusuna gülümsemenizi diliyorum.
“KORKURAM
Yayan yapıldak düşürem yollara,
Çakır dikenler görürem korkmuram.
Seyredirem ıssız biyabanları,
Vahşi hayvanlar görürem korkmuram,
Kâh oluram denizlerde kayıkçı,
Dalgalı tufan görürem korkmuram.
Kâh çıkaram sahile, her yanda
Kalaba vahşiler görürem korkmuram.
Kâh sabaha dek vururam dağlara,
Yangınlı balkan görürem korkmuram.
Kâh inirem gölgeli ormanlara,
Yırtıcı hayvan görürem korkmuram.
Mezarlıklarda tutturam kâh mekân,
Orada hortlak görürem korkmuram.
Menzil olur kâh bana viraneler,
Cin görürem, can görürem korkmuram.
Bu küre-i arzda ben muhtasar,
Muhtelif elvan görürem korkmuram.
Yurt dışında da hatta gezip
Çok tuhaf insan görürem korkmuram.
Fakat bu korkmazlıkla doğrusu
Ay dadaş vallahi, billahi, tallahi,
Nerde Müselman görürem korkuram!
Sebepsiz korkmuram, özrü var,
Neyleyim yahu, bu yok oluşların
Fikrini kan görürem, korkuram,
Korkuram, korkuram, korkuram.”
Azrail’in İstifası ve Korkaram şiirlerini Azerice aslından çevirip uyarlayan: İsa Öztürk.
Mini sözlük:
1- Korkmuram: Korkmam
2- Korkuram: Korkarım
3- Küre-i arz: Yerküre
4- Muhtasar: Kısaltılmış olan, kısaca
5- Elvan: Renkler, türlü renklerde olan
6- Müselman: Müslüman
KAYNAKLAR
1- Mirze Elekber Sabir, Hophopname, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, II. Basım, 2016.
2- Hayati YILMAZ, MİRZA ALİ EKBER SÂBİR, Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi / Journal of Turkish World Studies, XII/1 (Yaz 2012), s.361-386.
3- Lokman TAŞKESENLİOĞLU, AZERBAYCAN TÜRK EDEBİYATI MİLLÎ ŞAİRİ MİRZE ELEKBER SÂBİR VE HOPHOPNAME, Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 2/3 2013 s. 96-132, TÜRKİYE
ŞİİRLİ CUMALAR, Ortadoğu bataklığına itilmeye, muhafazakâr bir toplum olmaya ve nefret diline karşı bir DURUŞdur.