Değerli dostlar hepinize ŞİİRLİ CUMALAR diliyorum. Bu hafta için seçtiğim şair Şükûfe Nihal, 1896-1973 yılları arasında yaşamıştır. Babasından aldığı destekle özel öğretmenlerden Fransızca, Arapça, Farsça dersleri alır. Babası Miralay Ahmet Bey’in düzenlediği toplantılarda tanıdığı devlet adamları, şairler ve yazarlardan aldığı ilhamla küçük yaştan itibaren ülke sorunlarıyla ilgilenmeye başlar. İlk yazısı henüz 13 yaşındayken Mehasin gazetesinde yayımlanır. 1916 yılında girdiği İnas Darülfünun’un Coğrafya bölümünü 1919 yılında bitirir. 1953 yılında emekli olana dek çeşitli okullarda coğrafya, tarih ve edebiyat öğretmenliği yapar.
Genç yaşlardan itibaren evinde düzenlediği toplantılarda dönemin hemen bütün edebiyatçılarını bir araya getirmiş, şiir ve diğer edebiyat metinleri üzerine seviyeli tartışmalar gerçekleştirilmesine önayak olmuştur. Bir yandan da Asri Kadınlar Cemiyeti, Kadınlar Halk Fırkası ve Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti gibi topluluklarda çalışmış, milli mücadele yıllarında İstanbul’da düzenlenen eylem ve mitinglerin öncülerinden biri olarak sivrilmiştir. Devrinin neredeyse bütün gazete ve dergilerinde yazmıştır. Türk Kadını, Haftalık Gazete, Yeni Mecmua, Hayat, Süs, Dergah, Kadın Yolu, Cumhuriyet, Ülkü, Tan, Çınaraltı, Kadın Gazetesi, Türk Yurdu gibi gazetelerde şiir ve kadın sorunları üzerinde makaleleri yayınlanır. Şuküfe Nihal’i Cumhuriyet Dönemi’nin ilk kadın hakları aktivistlerinden biri olarak tanımlamak doğru olur.
İlk şiirlerinde Servet-i Fünun döneminin etkisi görülür, örnek aldığı şair Tevfik Fikret’tir. Bu nedenle gençlik dönemi şiirlerinde aruz vezni hâkimken daha sonraları hece veznini benimser ve sosyal içerikli şiirler yazmaya yönelir. Yazdığı roman, öykü ve gezi kitaplarında toplumsal sorunları sorgular ve çözüm yolları önerir. Domaniç Dağlarının Yolcusu isimli gezi kitabı Şakir Sırmalı tarafından filme çekilir.
Şükûfe Nihal’in bu hafta için seçtiğim Neme Yetmez şiiri Cinuçen Tanrıkorur tarafından bestelenmiştir. Beğeneceğinizi umuyorum.
“NEME YETMEZ
Yakut, mine, zümrüt bana birdir kayalarla;
Bir gül dikeninden kanayan el neme yetmez?
Kâşâne, sedir, sırma, ışık onların olsun;
Bir köhne kitap, bir sarı kandil neme yetmez?
Rûhum ki yanıktır ve şifâsızdır ezelden,
Sarmak dilesem, bir kara mendil neme yetmez?
Dağlar neme yetmez, bağlar neme yetmez?
Bir kuş ki benim derdime ağlar, neme yetmez?
Yanmaz ateşinden deli gönlüm bu diyârın,
Gökten bir alev bağrımı dağlar, neme yetmez?
Kestimse ümîd artık ezelden ve ebetten;
Bir eski rübâb ömrümü bağlar, neme yetmez?
Bir çölde biten dal gibi ıssızsa da rûhum,
Dost âleminin ettiği kem söz neme yetmez?
Vardır anacak bir gün olup ismimi elbet,
Bir servinin altında dolan göz neme yetmez?
Dağlar neme yetmez, bağlar neme yetmez?
Bir kuş ki benim derdime ağlar, neme yetmez?”
Cinuçen Tanrıkorur – Neme Yetmez:
Şiir kitapları
Yıldızlar ve Gölgeler (1919)
Hazan Rüzgârları (1927)
Gayya (1930)
Su (1935)
Şile Yolları (1935)
Sabah Kuşları (1943)
Yerden Göğe (1960)
Kaynak:
Şükûfe Nihal, Domaniç Dağlarının Yolcusu, Timaş Yayınları, 2012
ŞİİRLİ CUMALAR, Ortadoğu bataklığına itilmeye, nefret diline ve muhafazakâr bir toplum olmaya karşı bir DURUŞdur.