Yaşamın günlük koşuşturmacası içinde fark etmesek de her gün çok sayıda karar alıyor, fikir üretiyor, kanaatler geliştiriyoruz. Hiç tartışmadan kabul ettiğimiz, üzerinde düşünme gereği duymadığımız, doğruluğundan asla şüphe etmediğimiz, aklımızın girilmedik bir köşesi olan ezberlerimiz, karar, kanaat ve fikirlerimizin oluşmasında önemli bir rol oynuyor. Evrim yasaları da beynimizi buna zorluyor şüphesiz; ATP tasarrufu yapabilmek için ezberlerimizin üzerine inşa ediliyor kararlarımız. Nedir, bir sorunumuz var; temel öğretimi zayıf, aile eğitimi düşük, kendini geliştirmek için kılını kıpırdatmayan, okumayan kişilerde bu “ezberlerin” birçoğu hurafe, söylenti, inanç, dogma kalıplarından ibarettir. Takdir edersiniz ki bu şartlar altında alınan kararların ve üretilen fikirlerin dere yatağına inşa edilmiş evlerden farkı kalmıyor.
Özcesi; ezberlerimiz üfürükten ise üzerine kurduğumuz fikirlerin, kararların, dini inanç ve siyasi taraftarlığımızın kanalizasyon çukuruna benzemesi kaçınılmazdır.
Bildiğim kadarıyla ezberlerimizin tümünü test edebileceğimiz, hangilerinin dandik olduğunu anlayabileceğimiz kolay bir yol yok. Ama belki bu konuda tedbirli olmayı, önlemler almayı, hayat duruşumuzu sorgulamayı başarabiliriz; hiç şüphesiz öncelikle sorunun büyüklüğüyle yüzleşmek zorundayız. Böyle bir yüzleşmeye katkıda bulunmak için bir yazı dizisi hazırladım. Her yazı bir test sorusu ile başlayıp tartışma ve cevap ile bitecek. Hazırsanız başlayalım!
Soru
Kristof Kolomb, Batı yönüne giderek Hindistan’a ulaşılabileceğini iddia ediyordu. Sonuç olarak Batı’ya doğru üç gemiyle yelken açtı ve o zamana kadar bilinmeyen bir kıtayı, Amerika’yı keşfetti. Kolomb döneminin bilim insanları ise onun yanıldığını ve Hindistan’a varmasının mümkün olmadığını düşünüyorlardı. Fikrinizce, 15. yüzyıl alimleri, Kolomb’a hangi sebeple karşı çıkıyorlardı?
A- Dünya düzdür, sürekli Batı’ya gidilirse deniz biter ve gemi kozmik boşluğa düşer.
B- Dünya öküzün boynuzları arasındadır ve batıya giden gemiler öküzün boynuzlarına çarparak batar.
C- Hristiyan inançlarına göre Dünya yuvarlak değildir ve Kristof Kolomb çağının en aydın düşünceli bilim adamları bile dini dogmalara aykırı bir iddiayı aklından geçiremez. Çünkü, Dünya yuvarlaktır demek kâfirliktir. Kristof Kolomb çağının köhne düşüncelerine meydan okumuş ve dünyanın yuvarlak olduğunu anlamıştı.
D- 15. yüzyıl alimlerinin Kolomb’a karşı çıkışlarının yukarıdaki şıklarla uzaktan yakına bir alakası bulunmuyor.
Baharat
Avrupa baharatın tadını bir kez alınca yediklerinin ne denli tatsız tuzsuz olduğunun farkına varmıştır. Günümüz mutfaklarının sıradan “otlarından” biri olan karabiber, 11. yüzyıl başında taneyle sayılıyor, değeri gümüşle eş tutuluyordu. Karabiberle ev ve arazi sahibi olmak, zenginlik içinde yüzmek olanaklıydı. Ortaçağ’da çok zengin bir kişi “karabiber çuvalı” olarak adlandırılırdı. Baharat ve en az onun kadar değerli ipeğe ulaşmak için Doğu’ya, Hint diyarlarına ulaşmak gerekiyordu. Çok zorlu bir yolculuktu bu, doğanın fiziksel engelleri, iklim koşulları, haydutlar, korsanlar her merhaleyi bir ölüm yarışına çeviriyordu. Ayrıca yolculuğun geçtiği ülkelerdeki İslam’ın siyasi üstünlüğüne boyun eğmenin dayanılmaz “onursuzluğuna” katlanmak kaçınılmazdı. Haçlı Seferleri’nin romantik ve ruhani sebebinin kutsal Kudüs’ün kâfirlerin elinden alınması gibi gösterilmesine bakmayın, en önemli amaç baharat ve ipeğe giden güvenli ve ucuz bir yol bulmaktı. Avrupa devletlerinin sayısız insanın ölümüne yol açan “Haçlı” macerası hüsranla bitti. Geçiş yolu yeniden “kâfirlerin” elindeydi. Nedir, Avrupa bir yol bulmalıydı, Hindistan’a denizden ulaşılan bir yol.

Salamanca Üniversitesi
İspanya’da 1218 tarihinde kurulan Salamanca Üniversitesi Avrupa’nın en eski üniversitelerinden biridir. Kristof Kolomb Batı yönünde denize açılıp Japonya’ya, oradan da Hindistan’a varacağını iddia ederek Portekiz ve İspanya krallarından destek istemiş; görüşleri sorulan Salamanca Üniversitesi âlimleri ise bu isteğe karşı çıkmışlardı.

Dünyanın yuvarlak olduğunu biliyorlardı, II. yüzyılda yaşamış İskenderiyeli Batlamyus, namı diğer Geographus Maximus, Dünyanın yuvarlak olduğunu gösteren haritaları asırlar önce çizmişti. Salamanca Üniversitesi alimleri teorik olarak Kolomb’un Avrupa’dan Asya’ya Batı yoluyla gidebileceğini de kabul ediyorlardı. Ancak Kolomb’un referans olarak aldığı, Marco Polo’nun Seyahatname’si ışığında Batlamyus haritalarında yapılan düzenlemedeki mesafe hesabının yanlış olduğunu, Dünyanın Kolomb’un sandığından daha büyük olduğunu ve o günün teknolojisine ait gemilerle Hindistan’a ulaşılamayacağını söylüyorlardı. Nitekim haklıydılar. Kristof Kolomb’un ikna yeteneği ve hırsları coğrafya bilgisinden daha iyiydi. Kraliçe İsabella’nın desteği ile üç gemi ve 90 kişilik mürettebat ile yola çıktı. O günün bilgileri ışığında Kristof Kolomb ve adamlarının yaşama şansı yoktu, Asya kıtası 15. yüzyıl gemileriyle ulaşabileceklerinden çok uzaktı; Kolomb cahilliğinin farkında olmayan, inatçı bir maceraperestti sadece. Kristof Kolomb şanslıydı, Asya ve Avrupa arasında hiç kimsenin bilmediği devasa bir kıta, Amerika vardı.
Testin sonucu
Yazının girişindeki test sorusunun cevabının “D” olduğunu artık biliyorsunuz. Ama korkarım şöyle düşünüyorsunuz: “Kristof Kolomb’u, Salamanca Üniversitesi alimlerini bilsem ne olur, bilmesem ne olur, karar alırken ve siyasi düşüncelerimi oluştururken 15. yüzyıl tarih bilgimi kullanmıyorum ki!” Ama bu düşünceniz de başka bir ezberin ürünü. Ezberlerimize dayanarak yeni fikirler ve kanaatler üretirken her seferinde aynı veya benzer ideolojik aygıtların kanallarını kullanıyoruz. Daha da vahimi, aklımızın karanlık deposunda tüm bu ezberlerimiz birbirine sımsıkı dolanmış halde bulunuyor.
Ezberlerimizden tümüyle kurtulmak kolay değil, belki de olanaksız. Hele ki yaşadığı ülkenin sorunlarına duyarsız, televizyon dizileri ve sosyal medya cakcakları ile ömür geçiren, yaşamayı tüketmek ve daha çok tüketebilmek sananlar için hiç umut görünmüyor.
KAYNAKLAR
1- Peter Watson, Fikirler Tarihi, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2014.
2- Stefan Zweig, Macellan, Can Yayınları, İstanbul 2013.
3- Clifford O. Conner, Halkın Bilim Tarihi, TUBİTAK Popüler Bilim Yayınları, Ankara 2013.
4- Umberto Eco, Ortaçağ, Barbarlar, Hıristiyanlar, Müslümanlar, Alfa Yayınları, İstanbul 2014.
“Ezberlerimizle yaşıyoruz” üzerine bir yorum