Wuhan Virüsü

Korona virüs hakkında ne çok haber, köşe yazısı, makale, sosyal medya mesajı olduğunu fark etmiş olmalısınız. Çin’den başlayarak dünyanın farklı ülkelerine doğru yayılma eğiliminde olan korona virüs enfeksiyonunun bir pandemiye[i] yol açmasından korkuluyor. DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) acil durum ilan etti, hastalıktan ölenlerin sayısı giderek artıyor, sadece Shanghai ve Shenzhen piyasalarındaki kaybın 445 milyar dolar olduğu ifade ediliyor, Hong Kong hükümet karşıtı gösterilerle sarsılıyor, Asya borsaları sıkıntılı, pek çok ülke Çin’le olan ticari anlaşmalarını askıya aldı, koruyucu maske temininde zorluklar yaşanmaya başladı, Çin’e yapılan pek çok uçak seferi iptal edildi… Sağlık profesyoneli olmayan kişilerin bu virüs yoluyla bulaşan hastalık hakkında bilgi edinmeleri için internette çok sayıda kaynak bulunuyor. Ulaşılabilir kaynakların bazıları sahiden de güvenilir, bilimsel tıbbi kaynaklar. Ama bunların önemli bir kısmı İngilizce ve tıbbi terminolojiyi anlamak için tıp veya en azından sağlam bir biyoloji eğitimi görmek gerekiyor. Bilimsel makaleler dışındaki haber portalları, gazeteler ve sosyal medya mesajlarındaki yazılanların hangisinin doğru, hangisinin uydurma veya iki doğrunun arasına bir yanlış katılıp katılmadığını; siyasi, ideolojik, ekonomik bir angajmanla yazılıp yazılmadığını anlamanın gerçekten çok güç olduğu bir dönem yaşıyoruz. Ortalıkta dolaşan, “çok güvenilir” kaynaklardan edinildiği iddia edilen bazı koronavirüs salgını haberleri ve komplo teorileri hayal gücünün çok ötesine geçmiş ve oluşagelen bilgi kirliliği tehlikeli boyutlara ulaşmış bulunuyor. Üstelik devletlerin veya uluslararası kuruluşların resmi açıklamalarını kuşkuyla karşılayan, dünya çapında “haklı” bir güvensizlik söz konusu. Toraks Derneği’nin yaptığı gibi bazı çok güvenilir tıbbi otoriterlerce kaleme alınmış “10 soruda koronavirüs”  türünden yazılar sadece olayın tıbbi yönüne ve bireysel korunma tedbirlerine odaklanmış bulunuyor. Bunlar şüphesiz yararlı bilgiler ama karşımızda dünya çapında bir pandemi tehdidi bulunuyor ve pandemiler sadece tıbbi tedbirlerle baş edilemeyecek denli çok boyutlu küresel afetlerdir. Dünya Sağlık Örgütü türlü siyasi/ekonomik saiklerle salgını bir pandemi olarak tanımlamaktan kaçınıyor. Oysa bu salgının pandemi olarak tanımlamanın zamanı geldi, geçiyor.

Çin’den başlayarak dünyaya yayılmaya başlayan bu korona virüs hastalığı üzerine kapsamlı bir yazıyı niye kaleme aldığımı yukarıda anlatabilmiş olduğumu sanıyorum. Bu yazıyı yazmak için yurtiçi ve yurtdışında yayımlanmış çok sayıda haber ve makaleyi inceledim. Bu yazıda aktardığım bilgileri birden fazla kaynaktan teyit etmeye, kanıta yönelik tıbbın bilimsel duruşundan sapmadan yazmaya gayret gösterdim. Yaklaşık 20 yılı sağlık ve sosyal hizmet alanlarında yöneticilik olmak üzere 35 yıllık hekimlik ve toplumbilim ağırlıklı yazarlık deneyimimin bu yazıyı kaleme almak için yeterli referans olduğunu düşünüyorum. İlginizi çektiyse buyurun, başlıyoruz.

Virüs hastalıklarında bulaştırıcılık ve öldürücülük

Belirli bir hastalığa yakalananların ne kadarının öldüğüne dair oran fatalite hızı[ii] olarak tanımlanır. Bu oran, o hastalığın ne denli öldürücü olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Virüs hastalıklarında çok önemli kavramlardan biri de bulaştırıcılık hızıdır. Bulaşıcı hastalığa yakalanan kişinin hastalığını kaç kişiye bulaştırma yeteneğinde olduğuna dair sayısal değer bulaştırıcılık hızıdır ve (R0) sembolüyle gösterilir. Virüs hastalıklarında bulaştırıcılık hızı çok temel bir kavramdır ve (R0) değerinin 1’den büyük olması hastalığın belirli bir zaman diliminde kendini sınırlama olasılığının düşük olduğunu ve pandemiye sebep olma ihtimalinin yükseldiğini bize anlatır.

Yukarıdaki bilgiler ışığında üç korona virüs türü olan Sars, Mers ve yeni koronavirüsümüzü  karşılaştıralım. Bu üç virüsten fatalite hızı en yüksek olan Mers virüsüdür. Hastalığa yakalanan her 10 kişiden 4’ü hastalıktan ölmektedir yani fatalite hızı %40’dır. Sars virüsünde fatalite hızı kabaca %10 gibi ölçülmüştür. Şu anda yaşadığımız salgının etkeni olan virüsün fatalite hızı %3-4 olarak açıklanmıştır. Ancak burada unutulmaması gereken bir husus bulunmaktadır.  Yeni koronavirüs enfeksiyonu şimdilik Çin dışında büyük bir yayılma göstermemiştir ve Çin temel sağlık hizmetlerinin güçlü olduğu bir ülkedir. Hastalığın temel sağlık hizmetlerinin sorunlu olduğu veya daha doğru bir deyişle nitelikli sağlık hizmetlerine ulaşma konusundaki büyük eşitsizlikler bulunan ülkelerde fatalite hızının çok yüksek olabileceği değerlendirilmelidir.

Mers virüsü %40 fatalite hızıyla göz korkutucu olsa da bulaştırıcılık hızı düşüktür. (R0​) değeri 0.7’dir yani müdahale edilmese bile hastalık düşük bulaştırma özelliği nedeniyle yayılma olanağı bulamamıştır. Yeni koronavirüsün  bulaştırıcılık hızı için 1.5- 2.5 gibi sayılar verilmiş, bu oranın 4’e kadar yükselebileceği iddia edilmiştir. Bu haliyle bu salgının pandemi yapabilme kapasitesine sahip olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Ancak şunu da belirtmekte yarar var; (R0​) değeri hastalığın ne ölçüde büyüyeceğinin kesin bir göstergesi değildir. Çünkü salgın esnasında virüsün bulaştırıcılık hızı değişebileceği gibi “süper bulaştırıcı” olarak tanımlanan hastaların olup olmadığı veya hangi oranda olduğu gibi farklı pek çok parametre bulunmaktadır. Bu parametrelerin sonuçları henüz kesin olarak belirlenmiş değildir. Örneğin virüsle temas eden kişilerin yüzde kaçında hastalığın ortaya çıktığı belli değildir. Yine de yeni koronavirüs enfeksiyonunun şimdiden bir pandemi olarak ilan edilmesinin zaruri olduğu kanaati taşıyorum.

Salgına sebep olan virüsün ne mene bir hastalık etkeni olduğu, nereden çıktığı, nasıl yayıldığı üzerinde öyle çok yazılıp çizildi ki sular seller gibi ezberledik. Yine de bu yazının derli toplu bir kaynak olması açısından atlamadan yazacağım.

Virüsün ilk kaynağının Wuhan şehrinde bulunan bir vahşi hayvan ve balık pazarı olduğu düşünülüyor. Salgının vahşi hayvan ticaretiyle ilgili olduğuna kesin gözüyle bakılıyor. 29 Aralık 2019 tarihinde canlı hayvan satılan bir markette çalışan 4 kişide ve aynı günlerde bu marketi ziyaret eden çok sayıda kişide akciğer infeksiyonu (pnömoni) bulgularının tespit edilmesi ile  hastalık teşhis edildi. Bu konuda kesin bir dille konuşulmasının sebebi ise virüsün ait olduğu koronavirüs ailesinin yarasa kökenli virüsler olmasıdır. Korona ailesinden gelen Sars ve Mers virüsleri de geçmişte yaptığı salgınlarla kendilerinden çok söz ettirmişlerdi. Özcesi, bu virüs türü, yarasaları rezervuar olarak kullanmaktadır. Ama şimdi dikkat! Virüsün insanlara bulaşması illa ki ana rezervuardan olacak diye bir şart yok. Yarasaların bulaştırdığı aracı hayvanlar yolu ile de virüsün bulaşması mümkündür. Bu aracılar kedi, rakun, fare, yılan vb.olabilir. Ancak bu salgında bulaşmanın yarasalardan mı yoksa aracı hayvanlar yolu ile mi olduğu kesinlik kazanmadı. Bekliyoruz araştırmaların sonucunu.

Komplo teorisyenlerinin boş atıp dolu tutmaya çalıştıkları ilk konu korona virüslerin nasıl olup da şimdiye dek insanlarda hastalık yapmazken tam da şu anda hastalık yapma özelliği kazanması. Cahillik zor zanaat, böyle atınca tutmuyor çünkü virüslerin özelliklerini bilmiyorlar. Virüsler hakkında bilim insanları hala inceleme ve araştırma yapmayı sürdürüyorlar ama iyi bilinen bir konu var; virüsler zaman içerisinde yapılarını değiştirebilme yeteneğine sahipler. Yani “binlerce yıldır yarasa çorbası içen[iii] Çinliler niye tam da şimdi hasta oldular?” sorusunun gizemli bir cevabı yok.

Bulaşma

 Önce şuradan başlayalım: Wuhan virüsünün et, süt, yumurta vb. gıdalarla bulaştığına dair elimizde kesinleşen veri yok. Ama pişmemiş et ürünlerinin riskli olduğu kabul ediliyor. Wuhan virüsü solunum yolu ile bulaşıyor. Hasta kişilerin solunum yolu sıvılarının öksürük, hapşırma, konuşma yoluyla yayılmasını müteakip virüslerin bir diğer kişinin ağız, burun, göz mukozalarına teması ile hastalık bulaşmaktadır. Hava yolu ile bulaşma konusu açıklığa kavuşmamıştır. Fekal-oral yolla bulaşmanın mümkün olabileceği iddiaları da ciddiye alınmış ve araştırmalar sürmektedir.

Wuhan virüsünün kuluçka süresi, yani kişinin virüsü almasıyla hastalığın başlaması arasındaki süre 2-14 gündür. Bu sürenin bazı vakalarda 24 güne kadar uzadığı müşahade edilmiştir. Kuluçka süresindeki aralığın geniş olmasından hoşnut değiliz. Şüpheli temastan ne kadar zaman sonra hastalığın çıkacağını daha net olarak bilmeyi tercih ederdik. Nedir, virüsün, hastalığın kuluçka süresi içinde de bulaşma özelliği olduğu düşünülmektedir. Bu iddia kesinlik kazanırsa, hastalığın belirtileri ortaya çıkmadan da kişiler hastalığı bulaştırıyorlar demektir ve hastalıkla mücadeleyi zorlaştıran etmenlerden biridir.

Hastalık belirtileri, seyri ve korunma

 Bazı hastalıklar hekim “dostudur”, sadece fizik muayene ile öyle “patognomik” bulgular saptarsınız ki çok düşük bir hata payı ile teşhis koymak mümkün olur. Bu kez karşımızdaki hastalığın hekim dostu olduğu söylenemez, şıp diye teşhis koyduracak hastalığa özgül bulgular yoktur. Ani yükselen ateş, öksürük, nefes darlığı ve bazen boğaz ağrısı ile ortaya çıkar. Kesin teşhis için laboratuvar sonuçlarına gereksinim vardır.

Hastalığın seyri hafif, orta, ağır denebilecek düzeydedir. Hastalarda pnömoni (zatürre) gelişmesi hastalığın seyrini tehlikeli hale getirir.

Pek çok virüs hastalığından korunmak için aşı geliştirilmiştir. Ama  Wuhan hastalığı için en azından şimdilik aşı bulunmuyor. Mevcut aşılar mevcut salgına karşı etkisizdir. Ancak virüse ait antijenin bilim adamları tarafından kopyalandığını biliyoruz. Bu aşamadan sonra aşı geliştirilmesi sürecinin hızlanacağı kolayca söylenebilir. Yine de aşının piyasaya sürülmesi için 1 yıla yakın bir süreye ihtiyaç olduğu ileri sürülüyor.

COVID-19 hastalığında bireysel korunma tedbirlerinin fevkalade önemli olduğunu söylemek zorundayım. Hastalığın bulaşması çoğu kez virüs taşıyan yüzeylere dokunulması sonrasında ellerin ağız, burun ve gözlere değdirilmesi ile gerçekleşir. Bu durumda ellerin sık sık yıkanması büyük önem taşır. Maske kullanımının koruyuculuk oranı kullanılan maske tipine göre %20- 70 arasındadır.

Tedavi

 İnfluenza (Grip) tedavisinde kullanılan anti viral ilaçlar Wuhan hastalığında işe yaramıyor[iv]. Kestirmeden söyleyeceğim, Wuhan hastalığının şimdilik tedavisi yok. E şimdi soruyorsunuzdur! Hastalığa yakalanırsak kurbanlık koyun gibi ölmeyi mi bekleyeceğiz? Elbette ki hayır. Pek çok viral hastalıkta da geçerli olan destekleyici tedavi yöntemleri uygulanmalıdır: Ateş düşürücüler, yeterli sıvı alınması, iyi beslenme, yatak istirahati, hasta odasının iyi havalandırılması, hasta yanında sigara içilmemesi, hasta sigara içiyorsa kesin olarak bırakılması, alkolden uzak durmak pek çok hasta için yeterli olacaktır. İlaç olarak alınan vitaminlerin yararlı olduğuna dair kanıt yoktur. Hastalar için en önemli tedbir karantinadır.

Yukarıda yazdım, COVID-19’un fatalite hızı %3 olarak görünüyor. Yani hastalığa yakalananların yüzde üçü kaybediliyor. Çin sağlık otoriteleri ölümlerin daha çok risk gruplarında ve 65 yaş üstünde geliştiğini açıkladı. Bu haliyle şeker, kalp, akciğer hastalığı, kanser vb. sistemik hastalığı olanlar, 65 yaş üstündekiler, beslenme bozukluğu olanlar, sigara içenler, alkoliklerin daha çok risk altında olduğu söylenebilir. Bu nedenle risk gruplarındaki hastaların daha iyi korunması, şüpheli temastan kaçınılması, izlenmesi, hastaneye yatırılması, altta yatan sistemik hastalığın kontrol altında tutulması, organ yetmezliği gelişirse buna uygun tedavinin uygulanması gerekir.

Pandemi yönetiminde risk faktörleri sayılırken genellikle yukarda belirttiğim bireysel ve tıbbi özelliklere vurgu yapılır. Oysa pandemi yönetiminde risk faktörleri toplumsal, ekonomik ve hatta kültürel etmenler olarak çok daha ön plana çıkıyor. Bu özellikleri yazının ilerleyen bölümlerinde anlatacağım.

 

 

DİPNOTLAR

[i] Pandemi:

[ii] Fatalite hızını mortalite hızıyla karıştırmayın lütfen. Mortalite hızı o hastalık dolayısıyla tüm toplumdaki ölüm oranını verir.

[iii] Yarasaların Çin mutfağındaki kullanımı sanıldığı kadar yaygın değil. Oldukça küçük bir bölgede tüketiliyor.

[iv] Dr. Hülya Ermiş Belek ile beraber yazdığımız “Grip ve Siyaset” başlıklı yazıyı okumanız şiddetle tavsiye olunur: 

https://doganalpdemir.com/2020/01/24/grip-ve-siyaset/

Wuhan Virüsü” üzerine 17 yorum

  1. Ayrıntılı fakat sıkıcı olmayan bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık, yazılarınızın devamını bekliyorum 🌹🙏🏻

    Liked by 1 kişi

  2. Sayın Demir, kullandığınız yazım dili karmaşık görünen konuları bile anlaşılır kılıyor. Devamını merakla bekliyorum.

    Liked by 1 kişi

  3. yazınız güzel. bilmediklerimi öğrendim. ama yazının devamında pis çinlileri övecekseniz boşuna okumayayım. çinliler müslümanların ve türklerin çok ahını aldı. başlarına ne geliyorsa hakkediyorlar.

    Beğen

  4. yazınız çok güzel. Merakla okudum. Bilmediğimiz çok şey varmış. Bu arada söylemeden edemeyeceğim. kime ne rumuzuyla yazan kişi bu ülkede çoğunluğu oluşturuyor sanırım. Bunlara bir şey öğretmek mümkün mü sizce.

    Beğen

  5. Doktorum ben Antalya’dan öğretmen Cemal. yazılarını zevkle okuyorum. Emekli olunca malum günler kahvede geçiyor. Ama her yazınızı bütün kahveye okutuyorum. Bir kahvehane dolusu hayranınız var. özelden telefonumu yazdım. Antalya’ya gelirsen mutlaka ara. Burada yazılacak çok konu buluruz sana. Sana yorum yazdığımı söyleyince kahvede herkes selam söyledi. Sen onları ya tanımazsın tanısan da hatırlamazsın. Özellikle kahveci Hüseyin özel selam söylüyor. Bacağına 11 dikiş atmışsın zamanında. Hala bacağını açıp gösteriyor. Ezberledik artık geçirdiği kazayı ve senin dikiş atma hikayeni. Neredeyse 30 yıl olmuş. Sağlıcakla kal.

    Liked by 1 kişi

  6. Emeğinize sağlık; devamını bekliyorum. Ayrıca İran yazı dizisinin de devamını bekliyorum. Sizin değiminizle Güzel yazın.

    Liked by 1 kişi

  7. Doğan beyciğim, yazı çok güzel. Her zamanki gibi Sıkmadan kafamızdaki soruları sıra ile yanıtlıyorsunuz. Konular hakkında bilgi edenmeden çok bu ilgi sığlığı olan bizim gibi beleşçilere nasıl anlatırım diye çaba harcadığınızın farkındayım. Azminize ve sabrınıza hayranım!

    Liked by 1 kişi

  8. Bu ve diğer güzel yazilariniz için teşekkürler. Çoğunluğun aksine bu virüsün Wuhan’ da çıkmasını büyük bir şans olarak görüyorum. Bu mesela sık izlenen ve Wuhan’ da olduğu ve virüsün yayıldığı yabani hayvan pazarı oldugu iddia edilen ama aslında Endonezya’ da olan “Exotic Market” dan yayılsaydı hastalık herşeye rağmen bu kadar kontrol altına tutulabilir mıydı? Açıktır ki Çin devleti insani- gayriinsani her tedbiri çok büyük bir hızla ve teknoloji yardımıyla almıştır, ben Çinlilere kızmıyorum, bilakis müteşekkirim🙂

    Liked by 1 kişi

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s