Bu siteye abone misiniz?

Yazılarımı yayımladığım bu site için Facebook’da yaptığım “abone olur musunuz?” çağrım yine işe yaramadı, abone sayısı sadece bir kişi arttı. Şaşırdığımı söyleyemem, Facebook kullanıcılarının büyük kısmının internet kullanımı konusundaki bilgi ve donanımlarının az olduğunu uzun zamandır biliyorum/biliyoruz. Çoğu arkadaşım abonelik işleminin ilk kısmını yapmayı başarsa bile onay e- postasını bulamıyor veya onay işlemini anlayamıyor. Hele onay e- postası bulk mail veya sosyal klasörlerine düştüyse “olmadı” … Okumaya devam et Bu siteye abone misiniz?

MEHMET İSMET ULUSOY

Hakkında yazı yazacağınız kişi üzerine kapsamlı bilginiz olması beklenir, doğal olarak, yoksa ne yazacaksınız. Oysa 44 yıl önce öğretmenim olmuş ve daha sonrasındaki yaşamı üzerine medyada yer alan birkaç satır dışında hakkında bilgim olmayan bir eğitimciyi tanıtacağım size. Mehmet İsmet Ulusoy’un, 1 Ocak 2020 günü yaşamdan ayrıldığını sosyal medyadaki mesajlardan öğrendim. 1975-1978 yılları arasında okuduğum İzmir Atatürk Lisesi’nde tanıdığım öğretmenler içinde yaşamımda iz bırakan belki … Okumaya devam et MEHMET İSMET ULUSOY

“İnkılapları doğuran hamlelerdir”

Birinci Dünya Savaşı öncesi Fransa’sına gidip, çağdaş, entelektüel, özgür düşünceli, sol siyasal duruşa sahip bir erkeğe, kadınların seçimlerde oy kullanması üzerine fikirlerini sorabilseydik, alacağımız cevap yaklaşık olarak şu minvalde olurdu: “Ülkemiz kadınlarının ezici bir çoğunluğu kilisenin etkisi altında bulunuyor, kadınlar ruhban sınıfı tarafından kolayca yönlendirilebilir. Eğer kadınlara oy kullanma hakkı tanınırsa, siyasi dengeler sağ muhafazakarların lehine dönecektir. Kadınların oy kullanmaması kilisenin gücünü sınırlayabilmek için elzemdir.” … Okumaya devam et “İnkılapları doğuran hamlelerdir”

Hayalkırıklığının en kısa ve otobiyografik hikayesi

Özellikle son bir yıldır yazılarımı her geçen gün yenilerini keşfettiğim kafelerde yazıyorum. İzmir’de Bornova ve Konak ilçelerindeki kafeler benden sorulur desem olacak gibi… Nedir, çalışacağım mekanlarda aradığım kriterleri kafelerin çok azı sağlayabildiği için ikinci ziyaretim ender olarak gerçekleşiyor. Mekandaki müzik sesinin kısık olması veya hiç olmaması, tuvaletlerin asgari ölçüde temizliği, abartılı olmayan çay fiyatları en önemli şartlarım ama bu kadarını bile çok zor bulabiliyorum. Kafelerdeki … Okumaya devam et Hayalkırıklığının en kısa ve otobiyografik hikayesi

KADINA YÖNELİK ŞİDDET BİR SÖMÜRÜ BİÇİMİDİR

Sabah gazetelerini, haberlerini karıştırırken Cumhuriyet gazetesinde bir konuk yazar, Seda Kaya Güler tarafından kaleme alınmış “Kadına yönelik şiddet ‘Bir erkek sorunudur’” başlıklı bir yazıyla karşılaştım. Malumumuz üzere bugün “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü” olarak belirlenmiş. Yazar, “Her şeyden önce böyle bir günün varlığından utanmamız ve bunu sorgulamamız gerekmez mi?” sorusuyla giriyor yazısına, yerden göğe kadar haklı. Yukarıdaki cümleyi “Özellikle de erkeklerin?” … Okumaya devam et KADINA YÖNELİK ŞİDDET BİR SÖMÜRÜ BİÇİMİDİR

Şili

ülkelerin, bölgelerin ve hatta kıtaların ekonomik seviyelerini farklı bir bakış açısıyla karşılaştırmak için kullanılan bir istatiksel terim bulunuyor. İlk kez İtalyan istatistikçi Corrado Gini tarafindan 1912 yılında ortaya atılmış ve onun adına ithaf edilerek “Gini katsayısı” adı verilmiştir. Bu katsayı, ölçümü yapılan bölge veya ülkede gelir dağılımının eşitsizliğini gösteriyor. Yapılan ölçüm sonucu bu katsayı 0 ile 1 arasında bir rakam ortaya koyuyor. Çıkan rakamın büyümesi o ülkede gelir dağılımındaki … Okumaya devam et Şili

Melek borusu

Siyaset, tıp, “alternatif tıp”, botanik, biyokimya, farmakoloji… Tekmili birden bu yazıda!  Melek borusu, boru çiçeği, melek trompeti, trompet çiçeği türünden pek çok adı var, görünüşü güzel, özellikle ılıman yörelerin bahar aylarında bahçelerde, parklarda sık görülüyor. Albenisinin yüksek olması nedeniyle selfi çekimlerinde fon olarak veya “fotoğrafçılık becerilerini” göstermek isteyenler tarafından sık kullanılıyor. Aynı kedi yavrusu gibi, hangi makine ile çekseniz, nerede ve hangi pozisyonda deklanşöre bassanız … Okumaya devam et Melek borusu

Uyarıyorum!

Bugünkü yazıma bir genel kültür sorusu ile başlıyorum, hatta iki: Soru 1- 1918- 1920 yılları arasında Dünya çapında bir grip pandemisi[i] yaşanmıştır. Salgın İspanyol gribi olarak adlandırılmıştır. Sizce bu salgının orijini hangi ülkedir? Soru 2- İspanyol gribi yaklaşık kaç insanın ölümüne sebep olmuştur?  Yukarıdaki soruların cevabını doğru bilip bilmediğinizin önemi yok, cevapları yazının dipnotlarında okuyabilirsiniz[ii]. Yaptığım “kültür yarışmasının” amacı yazdığım bu küçük makaleye dikkatinizi çekmektir. İlginizi … Okumaya devam et Uyarıyorum!

Trump ve Hulk

Bu yazının amacı günlerdir, haftalardır elimiz böğrümüzde izlediğimiz, elimizden bir şey gelmemesinin sıkıntısıyla birbirimize sardığımız, özellikle sınırlarımızda cereyan eden olayları, Ortadoğu üzerinde oynanan türlü çeşitteki Ali Cengiz oyunlarındaki ABD’nin rolünü farklı bir pencereden size sunmaktır. Yazının, ABD emperyalizminin Ortadoğu’daki siyasi/ideolojik rolünü ciddi bir dille analiz etmek gibi bir amacı bulunmuyor. Kaldı ki bu konuda onlarca yazı okuduğunuza, pek çok TV açık oturumu izlediğinize eminim. Dileğim, Amerikan … Okumaya devam et Trump ve Hulk

Bağdat 1258 – Göz hastanesi

Ülkemizin içinde bulunduğu durumu anlatmaya çalıştığım pek çok yazımı “bilim çöktüğü zaman kör inançlar, hurafeler, akıl ve bilim dışı uygulamalar sahneye çıkar” diye formüle ettiğim bir argümanla bitiriyorum. Bu yazımda, bu iddiamın, yaklaşık 1000 yıl öncesinin Bağdat’ında yaşananlarla nasıl örtüştüğünü anlatacağım. Buyurun başlıyoruz![i] Geleneksel tarih anlatımı, 8. ve 9. yüzyılları Abbasi İmparatorluğu’nun doruk noktası olarak tanımlar. Dicle nehri yanında inşa edilen Huld Sarayı’nın görkem ve ihtişamı olağanüstüdür. … Okumaya devam et Bağdat 1258 – Göz hastanesi